Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/3054 E. 2014/6449 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3054
KARAR NO : 2014/6449
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Mahkemesi :İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :04.02.2014
Numarası :2011/186-2014/20

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı birleşen dosya davalısı vekili Avukat …. geldi. Davalı birleşen dosya davacısı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı birleşen dosya davalısı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

-KARAR-

Dava, zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili, birleşen dava ise fazla ödemenin iadesi talebinden ibaret olup, mahkemece Dairemizin bozma ilâmına uyularak asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair kararı davacı-birleşen dosyada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre davacı birleşen dosyada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı birleşen dosyada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece daha önce verilen asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair kararı davalı birleşen dosyada davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 31.03.2008 tarih, 2007/2608 Esas ve 2008/2025 Karar sayılı ilâmıyla asıl davanın reddine, iş sahibince açılan birleşen davada ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerektiğine işaret edilmiş ve mahkemece yapılan yargılamanın 10.09.2009 tarihli oturumunda bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay’ın bozma kararına uyan mahkeme, bozma kararı uyarınca işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Çünkü, mahkemenin bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü müktesep hak doğmuştur. Bozma ilâmına uyan mahkeme bozma doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor almış ise de; alınan ek raporun bozmaya uygun olarak düzenlendiği söylenemez. Mahkemece de bu husus kabul ve takdir edilerek yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak rapor alınmış ise de; bu bilirkişi heyeti raporu da bozma ilâmına uygun olarak düzenlenmeyip, sadece Sayıştay raporuna atıf yapmakla yetinilmiştir. Bu haliyle hükmüne uyulan bozma ilâmına uygun, uyuşmazlığın çözümüne yeter inceleme ve değerlendirme yapıldığından söz edilemez.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun olarak seçilecek konusunda uzman bilirkişiler kurulu heyetinden HMK’nın 281/3. maddesi gereğince bozma ilamına uygun düzenlenecek, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre bozma doğrultusunda usulü kazanılmış hak ilkelerine de uygun şekilde hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan sebeplerle davacı birleşen dosyada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı birleşen dosya davacısından alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacı birleşen dosya davalısına verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.