Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2632 E. 2014/6354 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2632
KARAR NO : 2014/6354
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

Mahkemesi :İstanbul 46. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :10.05.2012
Numarası :2010/221-2012/123

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ….geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik itirazın iptâli istemine ilişkin olup, davalı, davacıya bir borcu bulunmadığını, davacının işvereni olduğu dava dışı E.S. isimli kişinin H. isimli gemide çalışırken geçirdiği kaza sonucu 06.12.2009 tarihinde vefat ettiğini, kaza sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında, gemi üzerinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini ve davalı şirketin tedbir neticesinde zarara uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece, itirazın iptâli ile takibin devamına ve % 40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi varlığı konusunda bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Uyuşmazlık, dava dışı E. S. isimli kişinin iş kazası sonucu ölümü nedeniyle mirasçıları tarafından açılan davada karar altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarlarının davacı alacağından mahsubu gerekip gerekmediği ve davacının ne miktar alacağı bulunduğu konusunda toplanmaktadır. Davalı’nın donatanı olduğu “Halide” isimli geminin G.. Tersanecilik ve Ticaret Ltd. Şirketine ait tersanede bakım ve onarımı sırasında kazanın meydana geldiği ve murisin mirasçıları tarafından açılan davanın ise 18.03.2014 tarihinde sulh çerçevesinde yapılan ödeme nedeniyle konusuz kaldığından “karar verilmesine yer olmadığı”na karar verildiği İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesi’nin 2013/1838 Esas ve 2014/155 Karar sayılı kararı ile anlaşılmıştır.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde, davacının eser sözleşmesi kapsamında davalıdan toplam 33.440,00 TL’lik alacağının bulunduğu ve iki adet ödeme nedeniyle bakiye 18.440,00 TL alacağı kaldığı raporla saptanmıştır. Öte yandan dava dışı işçinin mirasçıları tarafından açılan davanın henüz sonuçlanmadığı gerekçesiyle rücu şartlarının oluşmadığı belirtilerek davacı alacağı hüküm altına alınmıştır.
İstanbul Anadolu 13. İş Mahkemesinde işçinin mirasçıları tarafından destekten yoksun kaldıkları gerekçesiyle açılan davada, verilen ilk hüküm Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nce manevi tazminat tutarlarının yüksek olması nedeniyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekilince duruşmada davalı N.. şirketi tarafından sulh çerçevesinde ödendiğini belirttiğinden bahisle dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Anılan dava dosyasında kusura ilişkin bir inceleme yapılmamış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen 18.12.2009 tarihli teftiş raporuna göre, murisin % 15, davalı G… Tersanecilik Ltd. Şirketi’nin % 25, davalı H. T. % 40, davalı N… Denizcilik Ltd. Şirketi’nin ise % 20 kusurlu olduğu belirtilmek suretiyle maddi zarar hesabı yapılmıştır. Oysa, taraflar arasında zaman bakımından uygulanması gereken BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Geminin bakım ve onarımı işi TTK’nın 12/3. maddesindeki imalât kavramına dahil olup, ticari bir iştir. Yüklenici, tacir sıfatına haiz olup, basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorundadır. Bu nedenle işin uzmanı sayılan yüklenici BK’nın 357. maddesi uyarınca yükümlendiği işin ifası sırasında gerekli özen ve dikkati göstermekle görevli olup yüklenici ve iş sahibinin kusuru işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre çözümlenemez. Öte yandan, dava dosyasında sulh çerçevesinde ödenen miktarla ilgili bir belge bulunmamaktadır. Ancak, dava dosyasının kapsamından davacı vekilinin beyanıyla ödemenin yapılması nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddelerinde öngörülen biçimde aralarında eser sözleşmesi konusunda uzmanın da bulunduğu bilirkişi kurulu vasıtasıyla yukarıda değinildiği biçimde tarafların kusur oranını belirlemek, İş Mahkemesinde açılan dava sonucu dava dışı mirasçılara ödenen miktar saptanıp, kusur oranı gözetilerek davacı alacağından mahsup edilmek ve varsa alacak miktarı üzerinden itirazın iptâline karar vermekten ibarettir. Davacının kusur oranı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, davalı Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunduğundan 990,00 TL Yargıtay duruşma vekâlet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.