Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/26 E. 2014/546 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/26
KARAR NO : 2014/546
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

Mahkemesi :Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :15.01.2013
Numarası :2012/67-2013/16

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, İİK.’nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı borçlu (iş sahibi), davalı alacaklı (yüklenici) ‘dir.
Davada, davalı alacaklı tarafından Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2012/345 sayılı dosyası ile başlatılan ilâmsız icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespiti, icra dosyasına yatırılacak paranın yargılama sonuna kadar ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve %40 ‘dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatının tahsili istenmiştir.
Mahkemece, HUMK’nın 409/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, ön inceleme duruşmasında hazır bulunması için davacı vekilinin “Necatibey caddesi No: 34/3 Çankaya/ANKARA” adresine meşruhatlı davetiye çıkarıldığı, adreste bulunan kişinin beyanından muhatabın taşındığının anlaşılması, mahalle muhtarlığı kayıtlarında da bir kaydın olmaması nedeniyle davetiyenin bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine ön inceleme duruşma tutanağının davacı vekilinin yukarıda belirtilen adresinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, 12.10.2012 tarihli ön inceleme duruşmasına davacı vekilinin gelmemesi, davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceğini bildirmesi üzerine davanın HMK’nın 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 3 aylık yasal sürede yenilenmemesi nedeniyle de davanın açılmamış sayılmasına ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
HMK’nın 150. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılabilmesi için tarafların duruşmaya “usulüne uygun şekilde davet edilmiş” olmaları gerekir. Mahkemece çıkarılan davetiye taraflara yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmemişse usulüne uygun davetin varlığından söz edilemez ve dava dosyası işlemden kaldırılamaz.
O halde uyuşmazlık, davacı vekiline Tebligat Kanunun 35 ve Yönetmeliğin 57. maddelerine göre yapılan tebliğin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığı, sonucuna göre dosyanın işlemden kaldırılmasına dair ara kararı ile davanın açılmamış sayılmasına ilişkin nihai kararın yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesi “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır…”,
Bu maddeye karşılık gelen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesi de “Tebligat öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanı, muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgeler esas alınır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz…”,
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” başlıklı 35. maddesi “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır…”
Bu maddeye karşılık gelen Yönetmeliğin 57. maddesi de “Muhataba veya adresinde bu Yönetmeliğin gösterdiği usullere göre onun yerine tebellüğ edebilecek birine tebligat yapılmasından veya 31 inci madde gereğince işlem yapılmasından sonra muhatap bu adresini değiştirirse, yeni adresini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmek zorundadır. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler, bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kişi yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, adres araştırması yapılmasına gerek kalmaksızın ek-1’de yer alan (6) numaralı örneğe göre düzenlenecek tebliğ evrakının bir nüshası eski adresin kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır…” şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Tebligat Kanunu’nun 35. ve Yönetmeliğin 57. maddelerine göre tebligat yapılabilmesi için, muhatabın kendisine veya adresine kanunun ve yönetmeliğin gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması, muhatabın adresini değiştirmiş ve yeni adresini bildirmemiş olması, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin de tespit edilememiş olması gerekir. Bu koşullardan biri eksikse sözü edilen maddelere göre tebligat yapılamaz.
Somut olayda davacı vekilinin “Necatibey caddesi No:34/3 Çankaya/ANKARA” adresine çıkarılan davetiyenin bila tebliğ iadesi yani bu adreste tebligat yapılamaması üzerine yukarıda belirtilen yasa ve yönetmelik hükümlerine göre mahkemece yapılacak işlem, davacı vekilinin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresini tespit etmeye çalışmak, tespit edilirse adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi bilinen en son adres kabul edilerek tebliğ evrakını bu adrese göndermek ve tebliğini sağlamak, tespit edilemezse şimdiki gibi eski adreste 35. maddeye göre t ebliğ yapmak olmalıydı. Nitekim davacı vekili temyiz
dilekçesinde yeni adresinin “A. … Mah…. Cad. 1327 Sk. No: 4 Çankaya /ANKARA” olduğunu, bu adresi Ankara Baro Başkanlığı’na bildirdiğini, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde (UYAP) de adres değişikliğinin işlendiğini, araştırma yapılsaydı kolayca yeni adresine ulaşılabileceğini bildirmiş, teyit edici belgeleri de eklemiştir.
Mahkemece davacı vekilinin adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi araştırılmaksızın ve tespit edilecek yeni adrese tebligat çıkarılmaksızın doğrudan eski adreste TK. md. 35 ‘e göre tebligat yapılması yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğundan, dolayısıyla duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilme koşulu gerçekleşmediğinden ara kararla dava dosyasının işlemden kaldırılması, 3 aylık yasal süre içinde yenilenmediğinden nihai kararla da davanın açılmamış sayılmasına ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olmuştur. Dava, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açıldığından bu kanun hükümlerinin uygulanması gerekirken, gerekçeli kararda mülga 1086 sayılı HUMK hükümlerine dayanılması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.