Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/248 E. 2014/6164 K. 30.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/248
KARAR NO : 2014/6164
KARAR TARİHİ : 30.10.2014

Mahkemesi :Ankara 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :02.07.2013
Numarası :2011/74-2013/405

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, iş bedelinden fazla ödenen kısmın tahsili istemiyle açılmış, mahkemece pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı yüklenici şirketlerce açılan dava ile, asansör yapım işinin 25.09.2009 tarihli sözleşme ile davalı taşeron şirket tarafından yapılması, 15.04.2010 tarihli ek protokol ile de asansör sisteminin revize edilmesinin kararlaştırıldığını, ancak işin süresinde ve ayıpsız olarak bitirilemediğini, Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/702 D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte can güvenliği için tehlikeli olan asansörün onarımı için gereken 35.000,00 TL’nin 44.900,00 TL iş bedelinden düşülmesi halinde davalı taşeronun imalât bedelinin 9.900,00 TL olduğunu, davalıya 33.100,00 TL ödendiğini belirterek, fazladan ödenen 23.200,00 TL’ nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taşeron şirket ise 25.09.2009 tarihli sözleşme ve 15.04.2010 tarihli ek protokoldeki imzaların şirket yetkililerine ait olmadığını, sözleşmeleri davalı adına imzaladığı belirtilen N…. K… hakkında resmi evrakta sahtecilik, dolandırıcılık ve emniyeti suistimal suçlarından suç duyurusunda bulunduklarını, bu kişinin davalı şirketi temsile yetkili olmadığını belirterek davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece davacı tarafın ileri sürdüğü şekli ile kendisiyle sözleşme yapıldığı ileri sürülen Nusret Köselioğlu ile davalı arasında bir irtibatın ortaya çıkarılamadığı, ticari defterlerde de bu yönde delil bulunmadığı, davalı tarafın yemin delilini de kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyaya sunulan Hatay 1. Noterliği’nce düzenlenen 14.10.2009 gün ve 15811 yevmiye nolu vekâletname ile davalı taşeron S…Asansörcülük San.Tic.ve İth. İhr. Ltd. Şti tarafından dava dışı N.. K..’nun şirket adına asansör satış sözleşmelerini ve protokollerini imzaya, bu hususlarda şirketi temsile yetkili olarak vekil tayin edildiği, daha sonra Hatay 1. Noterliği’nin 14.02.2011 gün ve 2539 yevmiye nolu azilnamesi ile de adı geçen vekilin bu yetkilerinden azledildiği anlaşılmaktadır.
Okundu.
Dosya kapsamından 26.09.2009 tarihli sözleşmede davalı şirketin kaşesi altına atılan imzanın dava dışı N…K..’na ait olduğu anlaşılmaktadır. 29.06.2009 sözleşme tarihi itibariyle adı geçen şahıs davalı şirketin vekili ve yetkili temsilcisi değil ise de Hatay 1. Noterliği’nin 14.10.2009 gün ve 15811 yevmiye nolu vekâletnamesi ile sözleşme ve protokol yapma yetkisi de verilerek vekil tayin edilmiştir. Bilahare yetkili vekil tarafından teklif ile asıl sözleşme tarih ve numarasına atıfta bulunularak asıl sözleşmenin revize edilmesine ilişkin 15.04.2010 tarihli ek protokol düzenlenmiştir. Sözleşme ve protokol tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 38. maddesi gereğince yetkili vekil tarafından 15.04.2010 tarihli ek protokol sözleşmeye atıfta bulunarak imzalanmak suretiyle sözleşme tarihinde vekil olmayan N.. K…’nun imzaladığı 29.06.2009 tarihli asıl sözleşmeye icazet verilmiş olduğundan taraflar arasında akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda davalı şirketin pasif dava ehliyeti vardır. Mahkemece işin esası incelenerek davanın sonuçlandırılması gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.