YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2474
KARAR NO : 2014/6033
KARAR TARİHİ : 23.10.2014
Mahkemesi :Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :27.11.2012
Numarası :2008/946-2012/702
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat A… M.A… ile davalı vekili Avukat A.. B… ve Avukat S..Ş.., Avukat Z.. D..geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan.. Başak Şen İnşaat Ltd. Şti. ile Sutek İnş. Tic. San. A.Ş.’nin, dava dışı Botaş tarafından ihale edilen “Muhtelif OSB ve Sanayi Tesisi Doğalgaz Hattı Projesi” inşaatı işine iş ortaklığı oluşturarak katıldıklarını, ihaleyi kazanarak dava dışı Botaş ile sözleşme imzaladıklarını, davalı taşeron şirket ile iş ortaklığı arasında da 20.04.2006 tarihli “satış sözleşmesi” başlıklı bir sözleşme düzenlendiğini, davalı şirketin taşeron olarak sözleşmede belirlenen edimlerini 1.980,000 Dolar + KDV bedelle yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, dava dışı Botaş tarafından 04.11.2007 tarihinde işin geçici kabulünün yapıldığını, Botaş geçici kabul komisyonu tarafından, Botaş ile iş ortaklığı arasında imzalanan sözleşme uyarınca yapılan işe ilişkin geçici kabul eksikliklerinin belirlendiğini, bu eksikliklerin büyük çoğunluğunun davalı taşeronun yapması gereken imalâtlar olduğunu, davalının belirlenen bu geçici kabul eksikliklerini gidermek için imalâtların bedelinin garanti edilmesini talep etmesi nedeniyle davalı taşerona, davacılardan Aydiş İnş. ve Tic. Ltd. Şti. (yeni unvanı Karyol İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.) tarafından “davalının tamamlayacağını taahhüt ettiği eksik işlerin bedelinin kesin hakedişten tahsil edilememesi halinde davalının alacağının garantisi olarak” üç adet çekin teslim edildiğini, davalının buna rağmen işe devam etmeyerek geçici kabul eksiklerini tamamlamadığını, çekleri icra takibine koyduğunu belirterek davacıların davalıya çeklerden dolayı borcu bulunmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 28.08.2012 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile “davacılardan.. Başak Şen İnş. Ltd. Şti. ile Sutek İnş. Tic. San. A.Ş.’nin kurduğu adî ortaklık ile davalı şirket arasında imzalanan 20.04.2006 tarihli satış sözleşmesi başlıklı eser sözleşmesinden dolayı tarafların karşılıklı hak, alacak ve borçlarının tespiti ile sözleşmenin tasfiyesine, muarazanın
Okundu.
giderilmesine, karşılıklı hak ve borçların belirlendikten sonra mahsubuna, tasfiye neticesinde dava konusu çeklerden dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli davalının %40’tan aşağı olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilmesine” karar verilmesini istemiş ve talep sonucunu bu şekilde değiştirdiklerini ve davayı tam olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkemece “davanın açıldığı 2008 yılından ıslah tarihine kadar geçen süre dikkate alındığında ıslahın kötüniyetle yapıldığı sonucuna varıldığı, ayrıca bir ıslah harcı da yatırılmadığı” gerekçesiyle HMK’nın 182. maddesi gereğince ıslah dikkate alınmadan yargılamanın sürdürüldüğü belirtilip davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın açıldığı tarihten sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve ıslahın yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın “kötüniyetli ıslah” başlıklı 182. maddesinde “Islahın davayı uzatmak veya karşı tarafı rahatsız etmek gibi kötüniyetli düşüncelerle yapıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ıslahı dikkate almadan karar verir. Ayrıca hakim, kötüniyetle ıslaha başvuranı, karşı tarafın bu yüzden uğradığı bütün zararlarını ödemeye ve beşyüz Türk lirasından beşbin Türk lirasına kadar disiplin para cezasına mahkum eder” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkemece, davacılar vekilinin ıslah talebi bu madde hükmüne dayanılarak kötüniyetli ıslah olarak kabul edilip ıslah dikkate alınmadan karar verilmiş ise de; davacıların menfi tespit talebinin içinde davalıya verilen çeklerin teminat olarak verildiği iddiasının yanında çek bedellerine hak kazanılmadığı iddiası da bulunmakta olup bu durumda ıslahın HMK’nın 182/1. maddesinde belirtildiği şekilde kötüniyetli ve davayı uzatma amaçlı yapıldığından sözedilemez. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 178/1. maddesi gereğince “ıslah sebebiyle geçersiz hale gelen işlemler için yapılan yargılama giderleri ile karşı tarafın uğradığı ve uğrayabileceği zararlarını karşılamak üzere” taktir edilecek teminatın da ıslah eden davacılara yatırtılması suretiyle ıslah talebi doğrultusunda, gerekirse konusunda uzman teknik bilirkişiler marifetiyle mahallinde keşif yapılarak davalı tarafından gerçekleştirilen imalâtlar ve davalıya yapılan ödemeler tespit edilerek işin tasfiye kesin hesabının çıkartılması, bu konuda bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli ve gerekçeli rapor alınması ve oluşacak sonuç çerçevesinde davanın sonuçlandırılması gerekir.
Mahkemece eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.