Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2457 E. 2014/3297 K. 13.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2457
KARAR NO : 2014/3297
KARAR TARİHİ : 13.05.2014

Mahkemesi : Silifke Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi : 26.09.2013
Numarası : 2010/672-2013/915

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesi kapsamında sipariş formu içerisinde düzenlenen bono metninin altının ve üzerinin koparılarak sipariş formundan ayrılmak suretiyle tanzim tarihi ve vade tarihinin daha sonradan doldurularak takibe konulması sebebiyle sözedilen senetler hakkında borçlu olunmadığının tespiti isteminden ibarettir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacının davasını kanıtlamasına imkân tanınması için 27.09.2012 tarihli oturumda bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilerek, verilen kesin süre içerisinde masraf yatırılmaması halinde bilirkişi incelemesine ilişkin delilden vazgeçilmiş sayılacağı ve davanın mevcut delil durumuna göre karara bağlanacağı davacı tarafa ihtar edilmiştir. Buna karşılık, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırılmamıştır.
Kural olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 94. maddesi uyarınca, verilen kesin süre içerisinde kesin sürenin gereğini yerine getirmeyen davacının bilirkişi incelemesine ilişkin delilinden vazgeçtiği kabul edilirse de kesin süre gereğinin yerine getirilmemiş olmasının sonuçları, kanunun genel amaç ve ruhu ile bu kuralının konuluş amacı ve tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliği göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekir. Davaların gereksiz yere uzamasını veya uzatılmak istemesini engellemek temel amacına hizmet eden kesin süre kuralı, bir hakkın kaybına dahi yol açabilecek yaptırıma bağlanmıştır. Bu nedenle, taraflardan birisine kesin süre verilmesine ilişkin ara kararın her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde kurulması ve açık seçik olması zorunludur.
27.09.2012 tarihli kesin sürenin yargılamanın uzamasının engellenmesi amacıyla belirlendiği, ancak yatırılacak miktarın belirlenmemiş olmasıyla kendisine süre verilen tarafın kesin süre konusunda tereddüde düşürüldüğü gözetilmeden şekli bir değerlendirme ile verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığından bahisle bu delilden vazgeçildiğinin kabulüyle kanıtlayamayan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.