Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/226 E. 2014/1241 K. 24.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/226
KARAR NO : 2014/1241
KARAR TARİHİ : 24.02.2014

Mahkemesi : İstanbul Anadolu 19. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 30.05.2013
Numarası : 2011/268-2013/169

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı M.. E.. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddeleri uyarınca davalı M.. E..’nin vekalet görevini kötüye kullanarak diğer davalı S.. D..’na haksız ve sebepsiz ödeme yaptığı, ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili ve davalı M.. E.. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davacı ile davalı M.. E.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Dairemizin 26.03.2011 gün ve 2010/5069 Esas-20112523 Karar sayılı bozma ilamında; bilirkişi raporuna itiraz dilekçeleri ekinde sunulan delillere değinilerek; bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla asıl rapora yönelik itirazların cevaplandırılması, davanın açıldığı 22.02.2007 tarihi itibariyle alacak borç durumunu yeniden belirlenmesi, sonucuna göre davacı şirketin bir alacağı çıkarsa dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra safhasında dikkate alınmak üzere ödeme tarihleri ve miktarı gösterilmek suretiyle alacaktan mahsup edilmesi, vekâlet ücretlerinin ve yargılama giderlerinin de dava tarihi itibariyle kabul ve reddolunan miktarlara göre hesaplanıp karar altına alınması ve özellikle dava dilekçesinde alacağa avans faizi uygulanması talebinin gözönünde bulundurulması gereğine işaret edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak alınan ek bilirkişi raporuna göre 4.333,27 TL’ye 22.02.2007 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacı lehine maktu vekâlet ücreti takdirine ve yargılama giderlerinin kabul red oranına göre tahsiline karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi uyarınca hükümde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Davada, iki davalı olup, alacağın müteselsilen tahsili dava edildiği halde hüküm fıkrasında kabul edilen miktarın davalılardan ne şekilde tahsil edileceği gösterilmediği gibi, Dairemizin 26.02.2011 tarihli bozma ilâmında açık bir şekilde belirtildiği halde, dava açıldıktan sonra yapılan ödemeler icra safhasında dikkate alınmak üzere ödeme tarihleri ve miktarı gösterilmek suretiyle alacaktan mahsup edilmemiş, kararda dava tarihi itibariyle alacak miktarı tespit edilmediğinden vekâlet ücretleri ve yargılama giderleri de kabul ve ret olunan miktarlara göre doğru hesaplanmamıştır. Yine davada avans faizi istenilmesine karşın yasal faize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Bozma ilâmına uyulduğu halde bozma gereği yerine getirilmeden verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı M.. E.. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı ve davalı M.. E.. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı M.. E..’ye geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 24.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.