Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2221 E. 2014/3425 K. 21.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2221
KARAR NO : 2014/3425
KARAR TARİHİ : 21.05.2014

Mahkemesi :Ereğli 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :29.11.2012
Numarası :2009/374-2012/683

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vâki itirazının iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne ve davası kabul edilen alacağın %40’ı oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Ereğli-Konya 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/2563 takip sayılı dosyası kapsamında davacının, adî takip yoluyla davalı şirket hakkında başlatmış olduğu icra takibinde, 70.000,00 TL asıl alacak ve 759,45 TL işlemiş temerrüt faizinin tahsilinin istendiği, takip borçlusu davalının süresindeki itirazı sonucu takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptâli davasının da İİK’nın 67. maddesi hükmünde öngörülen birYanlar arasında 15.06.2008 tarihli sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşme, somut olayda uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesinde tanımı yapılan bir “eser” sözleşmesidir. Davacı alt yüklenici; davalı ise yüklenicidir. Davacı alt yüklenici, davalı şirketin üstlendiği Konya ili, Halkapınar ilçesinde bulunan 208 adet konut, ada içi alt yapı ve çevre düzenlemesi yapım işinin ince işlerinin işçiliklerinin yapımını sözleşmedeki koşullarla yüklenmiştir.
Davacı tarafından yüklenilen işin hakedilen bedelinin “Hakediş Raporu” başlıklı belgede gösterildiği üzere toplam (587.610,02) TL olduğu çekişmesizdir. Yanlar arasındaki esas uyuşmazlık, yüklenici davalı tarafından iş bedeline mahsuben yapılan toplam ödeme miktarından kaynaklanmaktadır. Davalı yüklenici, davacı alt yükleniciye toplam 584.029,56 TL ödeme yapıldığını savunmaktadır. Mahkemece, 21.05.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme dayanak alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa, Adli Tıp Kurumun’ca düzenlenen 10.11.2011 tarihli raporda açıklandığı üzere; toplam 52 adet ödeme belgesindeki alıcı imzalarının davacıya ait olduğu saptanmıştır. Sözü edilen Adli Tıp raporunda belirtilen belgelerin asıllarına numara verilmiş olduğu halde, bu belgelerin asılları mahkemece değerlendirilmediği gibi bilirkişi kurulunca da incelenmemiştir. Diğer yandan, davalı vekilince sunulan 16.05.2011 tarihli dilekçe ekindeki dava dışı M. D. davalı tarafından yapılan ödemeyi gösteren ve davacının da imzasının bulunduğu ileri sürülen 16.03.2009 tarihli ödeme belgesi ile M. D. davalıyı ibra ettiğine ilişkin 18.03.2009 günlü “Tutanak” başlıklı belge ve diğer ekli çek örnekleri ile ödeme belgeleri mahkemece değerlendirilmemiş, bu yöndeki davalı vekilinin talepleri konusunda bilirkişi kurulundan da ek görüş alınmamıştır.
Yanlar arasındaki sözleşmenin 5 ve 12. maddeleri hükmümleri gereğince, yüklenici davalı şirket, davacı tarafından çalıştırılan işçilerin hakettikleri işçi alacaklarının ödenmemesi durumunda davacının hakettiği iş bedeline mahsuben işçilere ödeme yapmaya yetkili bulunmaktadır. Davalının bu yöndeki ödemelere ilişkin savunmaları da mahkemece gözetilmemiştir. Sözü edilen belgelerde imzası bulunan kişilerin bilgileri alınmamıştır. Oysa, HUMK’nın 75/3. ve HMK’nın 31’nci maddeleri hükümleri gereğince, dava dosyasına giren belgelerde imzası bulunan kimseler tanık olarak dinlenebilir.
Yanlar arasındaki sözleşme konusu işin kabul edilebilir eksik işleriyle birlikte davacı tarafından, davalıya teslim olunduğu çekişmeli olmadığından; iş bedelinin, tamamen ya da kısmen alt yükleniciye ödendiğini ya da iş bedelinin istenebilir olmadığını davalı yüklenici yasal delillerle kanıtlamakla ödevlidir. Bu hukuksal nedenlerle yukarıda açıklanan hususlar araştırılarak davalı yüklenicinin davacıya yaptığı tüm ödemelerin toplam tutarının belirlenmesi ve taraflarca kabul edilen 587.610,00 TL iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin mahsubu yapılarak davacının hakettiği iş bedelinin tutarının belirlenmesi gerekir.
Öte yandan, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi hükmü gereğince, davası kabul edilen dava ve takip konusu alacak üzerinden, icra takip alacaklısı yararına icra inkâr tazminatına mahkemece hükmedilebilmesi için anılan Yasa hükmünde öngörülen tüm koşulların birlikte gerçekleşmesi ve bu kapsamda alacağın, likid yani belirlenebilir olması zorunludur. Somut olayda, alacağın tutarı, bilirkişi aracılığıyla yaptırılacak incelemeyi gerektirdiğinden likid değildir ve bu sebeple davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilemez. Mahkemece, bu hususun gözetilmemesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.