Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2179 E. 2014/3514 K. 23.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2179
KARAR NO : 2014/3514
KARAR TARİHİ : 23.05.2014

Mahkemesi :İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :17.09.2012
Numarası :2011/508-2012/264

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütmüş olduğu icra takibine davalı tarafından süresi içersinde haksız yere itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptâli ile takibin devamını ve icra inkâr tazminatının tahsilini istemiş, mahkemece; eserin usulüne uygun olarak imâl edilmediği ve çalışamaz vaziyette olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Başka bir anlatımla ayıp, eşyanın normal niteliklerden ayrılmasıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde yer alan eser sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda anılan Kanun’un 359.maddesi uyarınca iş sahibi, teslimden sonra eserde gözle görülebilir ayıp var ise makul sürede, 362/son maddesi uyarınca da sonradan ortaya çıkan gizli ayıplar var ise, ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren makul sürede yükleniciye ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. Aksi halde, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur ve iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır. İş sahibi tarafından ancak, süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla Borçlar Kanunu’nun 360. maddesinde sayılan seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Somut olayda ise; eserin 08.05.2009 günlü sevk irsaliyesi ile davalı iş sahibine teslim edildiği, davalının 20.02.2012 günlü duruşmadaki beyanında, eserin teslim edildiği anda ayıplı olduğu ve çalışmaz vaziyette bulunduğu belirtilmiş, ancak; davalı tarafından teslim tarihinden itibaren makul sürede ayıp ihbarında bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalı, eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıpdan doğan seçimlik haklarını kullanamaz.
Öte yandan, taraflar arasında toplam iş bedelinin 28.533,35 TL olduğu, bu iş bedelinin 12.692,50 TL’sinin davalı tarafından ödenip, bakiye ve takibe konu 15.840,85 TL’sinin ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Yine, yargılama sırasında alınan 10.05.2012 havale tarihli bilirkişi raporunda eserin eksiksiz olarak teslim edildiği tespit edilmiştir. Bu durum karşısında mahkemece, davacı yüklenici tarafından yapılan imalâtın ayıpsız ve eksiksiz olarak teslim edildiği kabul edilerek davalı tarafından ödenmeyen 15.840,85 TL bakiye iş bedeli üzerinden itirazın iptâli ile takibin devamına karar vermek gerekirken, davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı gözden kaçırılmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, açıklanan bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulü ile kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.