Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2117 E. 2014/3199 K. 08.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2117
KARAR NO : 2014/3199
KARAR TARİHİ : 08.05.2014

Mahkemesi :Gaziantep 4. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :24.12.2013
Numarası :2012/390-2013/792

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozma kararına uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı Sosyal Güvenlik Kurumu, K.. E.. ve T.. T.. Müessese Müdürlüğü vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve birleşen 2010/639 Esas sayılı dava eser sözleşmesinin ifası sırasında yüklenicinin ölümü sebebiyle mirasçılarının maddi ve manevi tazminat istemlerine, birleşen 2004/1136 E. sayılı dava tespit ve muarazanın men’i istemlerine ilişkindir. Mahkemece birleşen 2004/1136 Esas sayılı davanın feragat nedeniyle reddine, asıl ve diğer birleşen 2010/639 Esas sayılı davaların Ş.. B.. dışındaki davalılar için kabulüne, Ş.. B.. hakkındaki davanın yargı yolu bakımından reddine dair verilen karar, davalı iş sahibi K.. E.. ile T.. T.. ve birleşen 2004/1136 Esas sayılı dosya davalılarından SGK vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün olmamasına göre asıl ve birleşen 2010/639 Esas sayılı dosyalarında davalı olmayıp, hükmedilen alacakların davalı K.. E.. ile T.. T..’dan tahsil edileceğinin tabi bulunmasına göre davalı SGK vekilinin tüm, iş sahibi K.. E.. ile T.. T.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada davacılardan Cemile için 5.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, Hasan ve Seda için 2.500,00’er TL maddi, 15.000,00’er TL manevi tazminatın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tahsili talep edilmiş, asıl davanın yapılan yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporuna istinaden 19.02.2007 tarihinde harcı yatırılan ıslah dilekçesiyle talep maddi tazminat yönünden Cemile için 33.116,24 TL, Hasan için 39,33 TL, Seda için 3.863,58 TL daha artırılmış ve ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmamıştır. Verilen ilk kararın Dairemizce bozulmasından sonra yapılan yargılama sırasında alınan 14.09.2010 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak birleşen 2010/639 Esas sayılı dosyada davalılar K.. E.., T.. T.. ve Ş.. B.. hakkında aradaki fark olan maddi tazminat için ek dava açılmıştır.
Asıl davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğuna göre, kısmî dava niteliğinde olduğundan davacı tarafından ıslah yoluyla saklı tutulan fazlaya ilişkin hak için talepte bulunabileceği gibi ek dava açılması da mümkündür. Davada sözü edilen ıslah işlemi bir tür harcı ödenerek açılıp birleşen ek dava niteliğindedir. 1086 sayılı HUMK’da bu konuda bir hüküm bulunmamakla birlikte yerleşik Yargıtay uygulamasına göre kısmi davadan sonra açılan ek davada ya da ıslah işleminde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması koşuluyla ileriye yönelik birden fazla ek dava açılması mümkündür.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince davacılar kısmî dava niteliğindeki asıl davada bozmadan önceki yargılama sırasında verdikleri ek dava niteliğindeki ıslah dilekçesiyle maddi tazminat isteklerini, başka bir anlatımla asıl dava dilekçesindeki talep sonucunu artırmışlardır. Niteliği itibariyle ek dava olan ıslah dilekçesinde istemin kısmî bir dava olduğuna dair ifadeye rastlanmadığı gibi, bilirkişi raporuyla ortaya çıkmış fazlaya ilişkin haklarının ıslah dilekçesinde artırılan miktar olduğu belirtildiğinden ıslah dilekçesindeki talebin kısmî bir talep ve dava değil, tam dava olduğunun kabulü gerekir (Y.H.G. Kurulu’nun 2004/9-754 Esas, 2005/36 Karar ve Yargıtay 13. HD.’nin 17.09.2007 gün 2007/5117 E.-2007/10572 K. sayılı ilâmları).
Bu durumda mahkemece davacılar HUMK’nın yürürlükte olduğu 19.02.2007 tarihinde harçlandırdıkları ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadıkları ve bu halde asıl davadaki taleplerine dayanarak ek dava açamayacaklarından birleşen 2010/639 Esas sayılı davanın tümden reddi yerine bu husus gözden kaçırılarak kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı SGK’nın tüm, iş sahibi K.. E.. ve T.. T..’ın diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalılar K.. E.. ve T.. T.. yararına BOZULMASINA , ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalı T.. T.. ve K.. E..’a geri verilmesine, 502 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı harçtan muaf olduğundan davalı Kurum’dan harç alınmasına yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.