Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/2048 E. 2014/3227 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2048
KARAR NO : 2014/3227
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

Mahkemesi : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 10.12.2012
Numarası : 2011/195-2012/269

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat …. geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinin feshi sebebiyle müspet zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın ıslahla arttırılan miktar da dikkate alınarak kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında imzalanan 17.07.2008 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde toplam bedel KDV hariç 225.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Ayrı ayrı yapılacak işlerin birim fiyatları gösterilmediğinden götürü bedelli bir sözleşmedir. Buna göre işin tamamının bedeli KDV dahil (225.000,00 x 18/100) 265.500,00 TL’dir. Davacı dava dilekçesinde sözleşme bedelinin tamamından yapılan ödeme düşüldükten sonra geri kalanının müspet zarar olarak tahsilini talep etmiştir. Bu haliyle davacı yüklenici 818 sayılı BK’nın 106. maddesinin 2. fıkrasındaki seçimlik hakkını kullanmıştır. Müspet zarar kavramı içerisinde fesih anına kadar yapılan iş ile ilgili yapılıp ödenmeyen imalât bedeli ve geriye kalan kısım yönünden de kâr kaybı bulunmamaktadır.
Götürü bedelli işlerde yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranı saptanıp bu oranın götürü bedel uygulanmak suretiyle hesaplanması ve bulunacak bu miktardan yapılan ödeme düşüldükten sonra iş bedelinden ödenmeyen alacağın tespiti gerekir.
Dosyanın kapsamındaki deliller ve mahkemenin kabulüne göre sözleşmenin feshinde davalı haksız olduğundan davacı yüklenici kâr kaybı isteyebilir. Davalı iş sahibi sözleşmeyi 818 sayılı BK’nın 369. maddesine göre değil yüklenicinin temerrüdü ile feshettiğini ileri sürdüğünden kâr kaybı hesabının yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 356/1. maddesi yollamasıyla 325. maddesindeki kesinti yöntemine göre belirlenmesi gerekir. Bu maddedeki yöntemle kâr kaybı fesih tarihi itibariyle kalan imalât bedelinden işin geriye kalan kısmının yapılmaması sebebiyle tasarruf ettiği (malzeme, işçilik, sigorta vs. gibi) harcama miktarları
ile başka bir işten kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat ettiği kazancın mahsup edilmek suretiyle hesaplanmalıdır.
Bu durumda mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla, yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât için hakettiği bedelin fiziki orana göre tespit ve yapılan ödeme düşülmek suretiyle ödenmeyen iş bedeli ile fesih tarihi itibariyle kalan imalât bedeli üzerinden BK’nın 325. maddesi hükmünce kesinti yöntemine göre bulunacak kâr kaybından ibaret müspet zararları hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan davalının davacıya yaptığı avans ödemesini dahi hakedilen imalât bedeline katarak hesaplama yapan rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan ayrı ayrı alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.