Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1875 E. 2015/74 K. 13.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1875
KARAR NO : 2015/74
KARAR TARİHİ : 13.01.2015

Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının ödenmesi istemiyle girişilen icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâline, takibin devamına, icra inkâr tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davalı iş bedelinin ödendiğini, kaldı ki imalâtın da ayıplı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının sunduğu belgelere göre davalıdan alacaklı olduğu kanıtlanamadığından davanın reddine, %20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, … İcra Müdürülüğü’nün 2011/5046 sayılı dosyasıyla davalı aleyhine takip başlatmış, 5.000,00 TL PVC doğrama alacağı, 470,00 TL %19 reeskont faizi olmak üzere toplam 5.470,00 TL’nin asıl alacağa %19 faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsilini istemiş, borcun sebebini, “2008 yılı Haziran ayı başında evine yapılmış olan PVC doğrama alacağı” olarak göstermiştir. Davalı borçlunun takibe, herhangi bir borcu bulunmadığı gibi işlemiş faize de itiraz ettiklerini bildirmesi üzerine takip durmuş, eldeki bu davada itirazın iptâline karar verilmesi istenmiştir. Davalı cevabında, davacının alacağını kanıtlaması gerektiğini, takdiri delillerle ispatlamasına muvafakat etmediklerini, haksız davanın reddiyle, kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi hükmünce bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri iki bin beş yüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispatlanması gerekir. Eldeki davada iddia olunan alacak miktarı 5.000,00 TL’dir. Her ne kadar eser sözleşmelerinde bedelin nakit olarak kararlaştırılması durumunda yazılı şekil zorunlu değil ise de az yukarıda değinilen Yasa hükmünce yazılı sözleşme ispat kolaylığı sağlar. Davacı yüklenici yazılı belge sunamamış ise de davalı yargılama aşamasındaki 06.11.2012 tarihli celsede “…. davacı yaklaşık 1 yıl kadar önce evdeki bazı işleri yaptı. Ancak annem kendisine parayı ödemiştir. Davacıya borcumuz yoktur.” beyanında bulunmuş ve beyanını içeren tutanağı imzalamıştır. Bu haliyle davalının akdî ilişkinin varlığını kabul ettiği anlaşılmaktadır. Kural olarak eser sözleşmelerinde yüklenici yaptığı imalâtı, iş sahibi de ödemelerini kanıtlamakla yükümlüdür. İşin yapıldığı hususu her türlü delille, tanık anlatımıyla da kanıtlanabilir. Nitekim, dinlenilen tanıklar davacının PVC işini yaptığını, ancak kendisine elden ödeme yapıldığını yeminli ifadelerinde açıklamışlardır. Buna göre işin yapıldığı sabit ise de miktarı ve bedeli uyuşmazlık konusudur. Yine ödemeyi davacı kabul etmediğinden ve davalı tarafından ödemelere ilişkin usulen geçerli belge de sunulmadığından HMK’nın 200. maddesince ödemelerin yapıldığı kabul edilemez.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, HMK’nın 266. maddesi uyarınca uzman bilirkişi ile mahallinde keşif yapmak, 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi hükmünce davacının kanıtlayabildiği PVC imalâtının yapıldığı tarihteki piyasa fiyatlarıyla bedelini hesaplatmak, saptanacak alacak miktarının, takipten önce davalının usulen temerrüde düşürüldüğü kanıtlanamadığından takip tarihinden itibaren %19 oranını geçmemek üzere değişen oranlar gözetilerek reeskont faiziyle tahsili için takibin devamına, alacak likid olmadığı ve davalı da itirazında haksız görülemeyeceğinden icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan, eksik incelemeyle verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
Kabule göre de, davacının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığına göre ayrıca kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulması İİK’nın 67. maddesine aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.