Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1829 E. 2014/4726 K. 04.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1829
KARAR NO : 2014/4726
KARAR TARİHİ : 04.07.2014

Mahkemesi :İstanbul 4 Nolu Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Hakimliği
Tarihi :18.07.2013
Numarası :2012/28-2013/133

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ıslah da dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 76. maddesi hükmü gereğince; bu Kanun’un düzenlediği hukuksal ilişkilerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi görevlidir. Öncelikle de, davacı tarafın, davada “Fikri mülkiyet hakkına veya hak sahipliğine” dayanması gereklidir. Dava konusu olayda ise 5846 sayılı Kanun’da korunan haklardan hiç birisine dayanılmadan; taraflar arasında ihtilafsız olan web sitesi kurulumu ve programlanması işine ilişkin sözlü eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istenmiştir.
Somut olaya uygulanacak olan ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere; eser sözleşmesinde yüklenici, iş sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır. Eser (istisna) sözleşmesinin konusu, bir sonuç ve her hangi bir biçim altında çalışma ile bütünleşmiş bir üründür. Bu kapsamda, genellikle emek unsuru ağır basan bir çalışma ürünü olup bütünlük arzeden ve ekonomik değeri olan her hukuksal varlık, maddi nitelikte olsun veya olmasın bir eser sayılmaktadır. Eser sözleşmesinin açıklanan tanımı kapsamındaki unsurlarına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin konusu incelendiğinde, hukuksal niteliği itibarıyla, bir eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Saptanan bu hukuksal durum karşısında mahkemece; ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermek gerekirken işin
esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve hükmün BOZULMASINA, bozma kapsamına göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.