Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1741 E. 2014/2395 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1741
KARAR NO : 2014/2395
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

Mahkemesi :Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :30.09.2013
Numarası :2013/256-521

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş sahibi tarafından açılmış olup davalı yüklenicinin eser sözleşmesine dayalı iş bedeli alacağının tahsili için yaptığı ve itirazsız kesinleşen ilâmsız icra takibi sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece yetkisizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Menfi tespit isteminde bulunulan Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/2299 sayılı dosyasında alacaklı davalı şirket tarafından, borçlu davacı şirket aleyhine 92.594,00 TL alacak için ilâmsız icra takibi yapılmış ve itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir. Eldeki davada bu takip sebebiyle borçlu bulunulmadığının tespiti talep edilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72/son maddesinde menfi tespit davalarında yetkiyle ilgili özel düzenleme de yapılarak, bu davaların takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği hükmü getirilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 25.05.2006 tarihli sözleşmenin 5. maddesine göre akdin ifa yeri Niğde ili Konaklı kasabasıdır. Sözleşmenin 9. maddesinde anlaşmazlık halinde ve alacakların tahsilinde İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili oldukları da kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin 9. maddesindeki yetki şartında İzmir Mahkemeleri yetkili kılınmış ise de; İİK’nın 72/son maddesindeki düzenleme gereği icra takibinin yapıldığı yer olan Ankara Mahkemeleri de menfi tespit davasına bakmaya yetkilidir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 22. maddesindeki düzenlemede sözleşmede başka yer mahkemesinin yetkili kılınması halinde yetkinin kesin olduğu belirtilmemiş, uygulamada da yetki sözleşmesinin genel yetki hükümleri ile İİK’nın 72/son maddelerine göre yetkili olan mahkeme ve icra dairelerinin yetkisini ortadan kaldırmayacağı benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinin 2. cümlesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı hükmü getirilmiş ise de; usul sözleşmeleri kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tabi olduklarından önceki kanun döneminde yapılan yetki sözleşmelerinin düzenlendikleri tarihteki usul hükümlerine tabi olacağı, sözleşmenin yapıldığı 25.05.2006 tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’nın 22. maddesindeki yetkinin kesin yetki olmadığı ve uygulamada da yetki şartının genel hükümlere ya da özel kanununa göre yetkili kılanan mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırılamayacağı kabul edildiğinden HMK’nın 17. maddesinin somut olayla uygulanması mümkün değildir.
Bu durumda mahkemece İİK’nın 72/son maddesi gereğince icra takibinin yapıldığı yer olan Ankara Mahkemeleri de açılan menfi tespit davasına bakmaya yetkili olduğundan, davalının yetki itirazı reddedilip işin esası incelendikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirmeyle yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.