Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1643 E. 2014/7289 K. 16.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1643
KARAR NO : 2014/7289
KARAR TARİHİ : 16.12.2014

Mahkemesi :Mersin 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :10.07.2013
Numarası :2008/693-2013/417

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli karşılığı taahhüt edilen taşınmazın tapusunun iptâli ve tescil, olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebi ile açılmış alacak davasıdır. Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi gereğince işin yapıldığını ancak bedelin ödenmediğini belirterek iş bedeli karşılığı taahhüt edilen taşınmazın devrini yada olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmamış, davalı taraf duruşmalara katılmamış ve davaya cevap vermemiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi davalının “Sancak Mah.261.Sok.6/2 Çankaya/Ankara” adresine tebliğe çıkarılmış ve tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi üzerine davalıya ilanen tebligat yapılarak yargılamaya devam edilmiş ve hükümde kurulmuştur..
6100 sayılı HMK’nın “Hukuki Dinlenme Hakkı” başlığını taşıyan 27. maddesinde “(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a)Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b)Açıklama ve ispat hakkını, c)Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmü bulunmaktadır. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenme hakkı; davalının, usulüne uygun olarak duruşmalara davet edilmesini zorunlu kılar. Bir başka deyişle; mahkeme, davalıyı, savunma hakkı tanımak için usulüne uygun davet etmedikçe yargılamaya devam edip hükmünü veremez. Davalıya, savunma hakkını kullanma imkanı verilmesi, davalıya, usulüne uygun olarak dava dilekçesinin tebliğ edilmesi ile olur. Usulüne uygun tebligatın amacı, davalıya savunma hakkının sağlanmasıdır.
Aleyhine dava açılan Y.. K.. adına dava dilekçesinde bildirilen “Sancak Mah. 261. Sok. 6/2 Çankaya/Ankara” adresine tebligat çıkarılmış, tebligatın bila tebliğ iade edilmesi üzerine zabıta araştırması ile yetinilerek davalının adresinin temin edilemediğinden bahisle ilanen tebligat yapılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Bilimsel yayınlarda, ilânen tebligatın şartları:a) Tebligat yapılacak muhatabın kimliğinin belli olması, b) Muhatabın adresinin meçhul olması (tüm aramalara rağmen bulunamaması), c) 6099 sayılı Kanun ile Tebligat Kanununun değişik 21. maddesi gereğince muhatabın adresinin Adres Kayıt Sisteminde bulunmaması olarak sayılmaktadır.
İlânen tebligat, tebligatta başvurulacak son çaredir. Mahkeme, zabıta araştırması ile yetinmemelidir, kişinin adresinin bulunabileceği ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından da adresi sorulmalıdır. Örneğin; Tapu ve Nüfus Müdürlüğü, Belediyeler, Esnaf Odaları, Meslek Kuruluşları, Kaymakamlıklar vs.den sorulmalı, adres tespit edilemez ve ayrıca da davalının adresi Adres Kayıt Sisteminde de bulunamaz ise son çare olarak ilanen tebligat yoluna gidilmelidir.
Somut olaya gelince; davalının dava dilekçesinde bildirilen adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ gelmesi üzerine sadece zabıta marifetiyle adres araştırması ile yetinilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 28. ve Tebligat Yönetmeliği’nin 48. maddeleri hükümlerine aykırı olarak davalının adresinin meçhul kaldığının kabul edilerek ilanen tebligata karar verilmesi ve ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili tamamlanmış gibi yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sair itirazların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.