Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/16 E. 2014/6319 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16
KARAR NO : 2014/6319
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Mahkemesi :Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :18.09.2013
Numarası :2008/271-2013/306

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. davalı-k.davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ….ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık zaman bakımından somut olaya uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, asıl davada sözleşmenin 5. maddesine göre son prototiplerin tesliminden sonra iadesi gereken kalıpların iade edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tahsili, birleşen karşı davada ise iş bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 oranında icra inkâr tazminatı istenmiş, mahkemece asıl davanın ıslah da gözetilerek kabulüne, birleşen karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle icra takip talebinde alacağın faizi ile birlikte tahsili istenmiş, faizin türü gösterilmemiş olduğundan mahkemece birleşen karşı davada hüküm altına alınan alacağa yasal faiz yürütülmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı iş sahibinin tüm, davalı-karşı davacı yüklenicinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı-karşı davacı yüklenici tarafından davacı-karşı davalı iş sahibi aleyhine başlatılan icra takibi 01.09.2006 tarihli 7.080,00 TL bedelli faturaya dayalı bulunmaktadır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarından takip dayanağı faturanın davacı-karşı davalı iş sahibinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve ticari defter kayıtlarına göre de davalı-karşı davacı yükleniciye bakiye 7.306,80 TL borcu bulunduğu anlaşılmaktadır. Ticari defterlerindeki bu kayıtlar davacı-karşı davalı iş sahibini bağlar. Dosyada davacı-karşı davalı iş sahibinin söz konusu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz ettiğine ya da iade faturası düzenlediğine dair bir delil bulunmamaktadır. Öte yandan fatura konusu imalâtların 24.08.2006 tarihli 093043, 093046 ve 093049 nolu irsaliyelerle davacı-karşı davalıya teslim edildiği, 818 sayılı BK’nın 359/I. ve 362/III. maddelerinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulduğuna dair dosyada bir delilin bulunmadığı, imalâtın iş sahibi tarafından kabul edilip yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulduğu anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı defterlerine göre davalı-karşı davacı yüklenicinin daha fazla alacaklı olduğu
anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak takip dayanağı faturadan dolayı 7.080,00 TL alacaklı olduğu kabul edilip bu miktar üzerinden birleşen karşı davanın kabulü gerekirken faturaya itiraz edilmiş ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş gibi fatura konusu imalâtın ayıplı olduğu kabul edilerek ayıplar nedeniyle iş bedelinden tenzilat yapılması doğru olmamıştır. Mahkemece iş bedelinden tenzilat yapılmaksızın birleşen karşı dava aynen kabul edilmelidir.
3-Mahkemece davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya Bursa 10. Noterliği’nden keşide edilen 30.04.2008 tarihli ihtar temerrüde esas alınarak ve davalı-karşı davacının 17.05.2008 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilerek asıl davada hüküm altına alınan alacağın 10.000,00 TL’lik kısmına 17.05.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmüştür. İhtarın temerrüt oluşturabilmesi için açıkça alacak miktarı gösterilerek ödeme talebinde bulunulması gerekir. Mahkemece temerrüde esas alınan ihtarda kalıpların 15 gün içinde iade edilmesi, iade edilmediği takdirde doğan zararın tazmini için yasal yollara başvurulacağı bildirilmiş, miktar belirtmek suretiyle ödeme talebinde bulunulmamıştır. Bu hali ile anılan ihtar, para borcu yönünden davalı-karşı davacı yükleniciyi temerrüde düşürücü nitelikte bulunmamaktadır. Mahkemece ihtarın para borcu yönünden temerrüt oluşturmadığı gözetilerek asıl davada hüküm altına alınan alacağın 10.000,00 TL’lik kısmına davanın açıldığı 26.05.2008 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, faizin 17.05.2008 tarihinden başlatılması doğru olmamıştır.
4-Mahkemece birleşen karşı dava kısmen kabul edildiğinden alacak likid görülmemiş, davacının icra inkâr tazminatı istemi reddedilmiştir. Yukarıdaki bozma nedenlerine göre İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesinde öngörülen icra inkâr tazminatı koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun mahkemece yeniden değerlendirilmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Yukarıda 2, 3 ve 4. bentte yazılı nedenlerle kararın davalı-karşı davacı yüklenici yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı-karşı davalı iş sahibinin tüm, davalı karşı davacı yüklenicinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3. ve 4. bentlerde yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı-k.davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalı-k.davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 373,80 TL temyiz ilâm harcının temyiz eden davacı-k.davalıdan alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.