Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1598 E. 2014/7398 K. 18.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1598
KARAR NO : 2014/7398
KARAR TARİHİ : 18.12.2014

Mahkemesi :İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :03.12.2013
Numarası :2013/139-303

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinden düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle yapılan icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 382. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294. maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması gerekir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilâmında da kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni olacağı belirtilmiştir. Somut olayda mahkemece kısa kararda “davalı borçlunun %40 icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulmasına” karar verilmiş, sonradan oluşturulan gerekçeli kararda ise “alacak bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinden %40 icra inkâr tazminatının reddine” karar verilmiş olup, bu hali ile kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu açıktır.
Bu durumda 10.04.1992 gün ve 1991/7-4 Esas ve Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun kararına göre kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması mutlak bozma nedeni oluşturacağından ve bozmadan sonra mahkemece önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydıyla vicdani kanaatine göre karar verilebileceğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının taraflar yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.