Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1486 E. 2014/7171 K. 10.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1486
KARAR NO : 2014/7171
KARAR TARİHİ : 10.12.2014

Mahkemesi :Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :25.10.2013
Numarası :2011/418-2013/329

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, davacı şirket iş sahibi, davalı şirket ise, yüklenicidir.
Davacı şirket vekili; davalı şirketin müvekkili şirkete 2 adet krom çelik tank imâl edip sattığını ve tankları monte ettiğini, teslim edilen tankların gövdesinde çatlak oluştuğunun tespit edilmesi üzerine öncelikle telefon ile bilgi verdiklerini ve ertesi günde noter aracılığı ile ihtarname çektiklerini, ayıp nedeniyle oluşan zarardan davalı şirketin sorumlu olduğunu ileri sürerek zararın tahsilini talep ve dava etmiş, davalı şirket vekili ise cevabında; tankların üretilip davacıya teslim edildiğini davalının ihbar yükümlülüğünü süresinde yerine getirmediğini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık tank yapım ve montajından kaynaklanmaktadır. Her ne kadar mahkeme ticari alım satım ilke ve kurallarını uygulamış ise de; taraflar arasında düzenlendiği anlaşılan sözleşme, dorse üzeri krom çelikten yapılıp davalıya ait tırlara monte edilen tankların üretim ve montaj aşamalarını kapsaması nedeniyle bir eser taahhüdünde bulunulduğundan imza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Yasası’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
Kural olarak eser sözleşmelerinde ayıbın varlığı her türlü delille kanıtlanabilir. Dairemizin yerleşen uygulaması da bu yöndedir (15 HD. 06.02.2002 T. 4689/546 Karar vb.). BK’nın 359. madde hükmünce iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkân bulur bulmaz eseri muayene ve varsa ayıpları yükleniciye bildirmekle, sonradan ortaya çıkan gizli ayıplarda ise BK 362. madde uyarınca vakıf olur olmaz derhal yükleniciye bildirmekle yükümlü olup, bildirmediği takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve BK
360. madde hükmünden yararlanamaz. Ne var ki sözleşmede eser için garanti verilmiş ise, yüklenici yasanın aradığı ayıp ihbar sürelerine bakılmaksızın garanti süresinde meydana gelen ayıpları gidermekle yükümlüdür. Gidermediği takdirde, iş sahibinin BK 360. maddede düzenlenen eserdeki ayıbın önemine göre, ayıpların giderilmesini istemek, ayıplı eserden ötürü ücretten indirim ve kabule zorlanamayacak nitelikte kötü yapılmış ise eseri reddetmek ve bu nedenle uğradığı zararlarını da talep etmek hakkı olarak ortaya çıkan haklarının varlığı kabul edilir.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında ayıbın niteliği mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli olacak şekilde açıkça, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde bilimsel açıklamaları içerir bir biçimde belirlenmemiş, mahkemece tanklarda yapılan dalgakıranların imalât sırasında mı yoksa sonradan mı ilave edildiği tespit edilmeksizin terditli bir kabul ile ticari satım hükümleri uygulanmak suretiyle ayıbın gizli ayıp olması halinde dahi 8 günlük ihbar süresinin geçirildiği değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde yapılması gereken iş, 6100 sayılı HMK’nın 266. madde hükümlerine göre tank yapımı ve montajı konusunda uzman bilirkişi tayin edilerek dava konusu tankları inceletmek, ayıbın niteliğini eser hükümlerine göre hiçbir tereddüte yer vermeyecek biçimde bilimsel açıklamaları içerir bir şekilde mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli olarak belirlemek ve buna göre ihbarın süresinde olup olmadığı değerlendirilerek hükme varmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve davanın niteliğinde yanılgılı değerlendirmeler yapılarak verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.