Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1454 E. 2014/5530 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1454
KARAR NO : 2014/5530
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

Mahkemesi : İnegöl 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 26.11.2013
Numarası : 2012/777-2013/783

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat H..Ç..ile davalı vekili Avukat Ü..R.. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup, Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı iş sahibi vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 2. maddesinde, yurt projesinin 650,00 metrekare oturumlu, zemin + 2 kat şeklinde; okul projesinin de 1.000,00 metrekare oturumlu, zemin + 2 kat + 500,00 metrekare çatı katı olarak hazırlanacağının kabul edildiği, 7. maddesinde ise, iş bedelinin 2.000.000,00 TL + KDV olacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 365. maddesi uyarınca, götürü bedel esaslı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Borçlar Kanunu’nun 365/I. maddesi hükmünce, iş bedelinin götürü olarak kararlaştırılması halinde yüklenici, eseri kararlaştırılan fiyatla yapmak zorundadır. Eser önceden tahmin edilenden daha çok çalışmayı ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, bedelin arttırılmasını isteyemeyeceği gibi aynı düzenlemenin 3. fıkrası hükmünce tersi durumda iş sahibi de bedelin tenzilini talep edemez. Ancak, yapılacak işin vasfının değişmesi halinde sözleşmede gösterilen bedelin artırılması ya da azaltılması söz konusu olabilir.
Dairemizce verilen bozma kararından önce, mahallinde yapılan keşif sonrasında inşaat mühendisi bilirkişiler Ahmet Rıfat Bilen, Ömer Gürer ve Mehmet Albayrak tarafından düzenlenen 16.06.2009 tarihli bilirkişiler kurulu raporunda; sözleşme konusu işin projelerinin taraflar arasında akdedilen protokolde belirtilen vasıflardan 133,17 metrekare daha küçük hazırlandığı ve projelerin daha küçük binalara uygun hazırlanması nedeniyle okul ve yurt binalarının da protokolde belirtilen miktardan aynı miktarda küçük inşa edildiği yönünde görüş bildirilmiş, davacı vekilince bu rapora işin sözleşmesinde gösterilen projesinden küçük miktarlı değil, daha büyük olarak hazırlandığından bahisle itiraz edilmiştir. Mahkemece, bu itirazları karşılar şekilde ek rapor alınmamıştır.
Bu durumda; mahkemece davacı vekilinin 16.06.2009 tarihli bilirkişiler kurulu raporuna yönelik sunduğu itiraz dilekçesinde gösterilen itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınarak, sözleşmesinde gösterilen işe göre fiili olarak yapılan işte bir eksiliş olup olmadığı saptanmak suretiyle, iş eksilişinin olduğunun belirlenmesi halinde yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin yeniden hesaplanması gerekirken eksik incelemeyle sonuca varılması doğru olmamıştır.
Diğer taraftan, davalı iş sahibinin işin sözleşmede öngörülenden farklı bir proje hazırlanarak tamamlandığını savunması ve bu yönde bir bilirkişi raporu da alınmış olmasına göre alacak miktarının likid olduğundan söz edilemeyeceği dikkate alınarak icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi yerine takip tarihi itibariyle tazminatın miktarının asıl alacağın % 40’ından aşağı düşürülemeyeceği gözetilmeden kabul şeklinde de hataya düşülerek asıl alacağın % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı iş sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı iş sahibi yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettiren davalıya verilmesine ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.