Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1376 E. 2014/2387 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1376
KARAR NO : 2014/2387
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 10.10.2012
Numarası : 2011/211-2012/551

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k.davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Asıl ve karşı dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, asıl dava kalan iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı, karşı dava ise ayıpların giderilmesi bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karar, davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Hükme esas alınan raporu veren inşaat mühendisi bilirkişi 12.06.2012 havale tarihli raporunun sonuç kısmında, havuzda kaba inşaat kusurlarının düzeltilmesinin hatalı kaba inşaatın yıkılıp yeniden yapılmasıyla giderilebileceği ince işçiliklerle düzeltilemeyeceği bu hususun da ince işlerin yapımını üstlenen yüklenici firmanın havuzu kaba inşaatıyla teslim aldığı aşamada kusurun net bir şekilde görülmesiyle, tarafların bilgisi dahilinde karşılıklı anlaşarak çözebilmelerinin mümkün olabileceği görüşünü bildirmiştir.
Sözkonusu rapora göre dava dışı firmanın kaba inşaatını yaptığı, davacı yüklenicinin ince işlerini üstlenip gerçekleştirdiği havuzun ayıplı yapıldığı ve ayıbın işin yapıldığı ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan kabule zorlanamayacak derecede ve eserin reddini gerektiren nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Ayıp kaba inşaatın hatalı yapılmasından kaynaklanmış ise de; ince işleri yapmakla üstlenen yüklenici işinin ehli olup kalan inşaattaki kusurların varlığını özen borcu gereği bilmek ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 357/son maddesindeki genel ihbar mükellefiyeti kuralı uyarınca kaba inşaattaki ayıpların ince işçilikle giderilemeyeceğini iş sahibine bildirmek, buna rağmen iş sahibinin talimatıyla ince işleri yaptığını kanıtlamak zorundadır. Davacı tarafça bu şekilde bir uyarı yapıldığı ileri sürülmesine rağmen varlığı yasal delillerle kanıtlanamamıştır.
Bu durumda mahkemece, sözleşme konusu havuzun kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olması sebebiyle davalı iş sahibi eseri kabul etmemekte haklı olduğu ve yüklenici iş bedeline hak kazanmadığından davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak işlemiş faize itirazın iptâlini de kapsayacak biçimde asıl davada kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k.davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.