Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1341 E. 2014/7244 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1341
KARAR NO : 2014/7244
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Mahkemesi :İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :24.12.2013
Numarası :2012/158-2013/416

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan kira kaybı, eksik ve ayıplı imalât, cezai şart, eksik ve ayıplı imalât nedeniyle oluşan değer kaybı, sözleşmede öngörülenden farklı malzeme kullanılması nedeniyle malzeme farkı bedeli ve kâr kaybının tazmini istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı iş sahipleri vekili dava dilekçesinde; cezai şart alacağı, kira kaybı tazminatı, eksik ve ayıpların giderilmesi bedeli, sözleşmesine aykırı olarak kullanılan farklı malzemelerden dolayı eksik ve ayıp giderim bedeli haricinde kalan gelir kaybı bedeli ve genel olarak gelir kaybı kalemlerinden doğan 100.000,00 TL tazminatın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiş; mahkemece alınan bilirkişi raporlarında bu bedelin çok üzerinde bir rakam ortaya çıktığı görüşüyle alacak kalemlerinden hangisi için ne kadarlık bir talepte bulunduğu davacı tarafa açıklattırılmadan davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Mevcut haliyle, mahkemece hüküm altına alınan 100.000,00 TL’nin ne kadarlık kısmının cezai şart alacağı, ne kadarlık kısmının kira tazminatı, ne kadarlık kısmının gelir kaybı ve ne kadarlık kısmının eksik ve ayıplı işler bedeli olduğu belirlenememektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesi uyarınca gerekçeli kararda; tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi, hükmün sonuç kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
Mahkemece verilen kararda, yargılama sırasında davacı tarafa talebinin hangi kısmının ne kadarlık bir alacağa tekabül ettiği açıklattırılmadığından, davaya konu edilen alacak kalemlerinden hangilerinin neden kabul edildiği, varsa hangilerinin hangi nedenle reddedildiği belirlenememektedir. Daha basit ifadeyle, davada mahkemece hüküm altına alınan alacak kalemlerinin ne kadarlık kısmının davacının hangi talebine ilişkin olduğu açıklanmamıştır. Bu nedenle, hükmün ve gerekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddelerinde gösterilen şartları taşımadığı açıktır.
Buna göre; mahkemece, davacı taraftan dava dilekçesini açıklaması istenmeden, hangi talebin ne kadarlık kısmının kabul edildiği belirlenmeden, yukarıda açıklanan ilkelere uygun düşmeyen şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Açıklanan nedenle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL avukatlık vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettiren davalı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.