Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2014/1245 E. 2014/7242 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1245
KARAR NO : 2014/7242
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

Mahkemesi : İstanbul/Anadolu 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 17.09.2013
Numarası : 2013/34-289

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının iş sahibi davalıdan tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle taraflar arasında iş bedelinin belirlendiği yazılı bir sözleşmenin bulunmamasına karşılık işin yapılıp teslim edilmiş olmasına, iş bedelinin, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 366. maddesi uyarınca işin yapılıp teslim edildiği yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre belirleneceğinin tabii bulunmasına göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı iş sahibi şirket, davacı yüklenici şirketçe kurulan sistemin çalışmadığını, ayıplı olduğunu savunmuştur. Bu durumda, davacı şirketçe imal edilerek teslim edilen işlerin tamamı üzerinde mahallinde yapılacak keşif sonucunda alınacak bilirkişi raporuna göre, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 360. maddesine uygun şekilde ayıplı imalat savunmasının değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece, işin Adapazarı, İstanbul, İzmir, Adana ve Bursa’da birden fazla yerde yapıldığı kabul edildiği halde sadece İstanbul Sancaktepe’de bulunan istasyonda keşif yapılarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi alınan bilirkişi raporlarında yapılan test sonuçlarına ilişkin davalı tarafın itirazlarını karşılayan ek rapor alınmadan özellikle, sistemin şamandırasının çalışmadığına yönelik tespit karşısında, yapılan yüklemeden sonra ne şekilde doğru sonuca ulaşıldığı da belirlenmeden bilirkişiler kurulu raporuna değer verilerek sonuca ulaşılması da doğru değildir.
Diğer taraftan, mahkemece iş bedeli mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenmiş, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda iş bedelinin fatura bedelleriyle uyumlu olduğu sonucuna ulaşılmış ve sistemde hatalar tespit edilmiş olduğundan ayıplı imalat savunmasının temelde yerinde görülmüş olmasına göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca alacağın likid olduğundan söz edilemeyeceğinden, icra inkâr tazminatı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi takip talebinde % 19 oranında faiz talep edildiği halde hükümde bu oranı aşmamak üzere faize hükmedildiğinin gösterilmemiş olması da kabul şekliyle doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davacı yüklenici tarafından yapılan her bir imalatın mahallinde yapılacak keşiflerle tespit edilerek, imalatın mahallinde tespit edilememesi halinde yüklenici teslimi kanıtladığından ayıplı imalat savunmasını kanıtlama yükümlülüğünün iş sahibinde bulunduğu da gözetilerek, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınıp, ilk raporda belirlenen ve az yukarıda izah edilen çelişkiler de giderilerek sonucuna uygun bir karar verilmesinden ibarettir.
Açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün davalı iş sahibi şirket yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL avukatlık vekâlet ücretinin davacıdan alınarak kendisini Yargıtay duruşmasında vekille temsil ettiren davalı şirkete verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.