Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/831 E. 2014/896 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/831
KARAR NO : 2014/896
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

Mahkemesi :Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :06.12.2012
Numarası :2012/37-2012/432

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı yüklenici K.. D.. ve T..O… Nak. Gıda Tic. Ltd.Şti., davacı iş sahibi Ü..Nak. Taah. Orm. Ürn. San. ve Tic. Ltd.Şti’ne bir adet 3 dingilli yarı römork kuru yük dorse yapılması işini üstlenmiş, yanlar arasında 23.11.2009 tarihli sözleşme düzenlenmiş, iş bedeli 39.500,00 TL, işin teslim tarihi 15-18/12/2009 olarak kararlaştırılmıştır.
Davalı yüklenici işe başlamış, edimini ifa etmiştir. Uyuşmazlık eserdeki eksik ve ayıplı imalât bedeli ile ilgili noktada toplanmaktadır.
Eser sözleşmesi taraflara karşılıklı haklar ve borçlar yükleyen bir iş görme akdi olup, yüklenici yapımını üstlendiği eseri sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına ve amaca uygun imâl edip iş sahibine teslim etmekle, iş sahibi de kararlaştırılan bedeli ödemekle yükümlüdürler.
Dava konusu somut olayla ilgili olarak eldeki bu davada yapılan yargılama sürecinde Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/36-36 Değişik iş karar sayılı dosyası, sözleşme, araç muayene raporu, uygunluk belgesi, fatura getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra dosya üzerinden inceleme yapılıp, bilirkişilere yerinde inceleme yapmaları konusunda yetki verilerek rapor alınmıştır. Düzenlenen raporda Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde açıkça ifade edilen yarı römorkların genişliğinin azami 2,55 m olacağına ilişkin sınırlamaların imalât aşamasında ihlâl edildiği, hatalı üretim yapıldığı, bu durumun gizli ayıp niteliği arzettiği, bu nedenle davacı iş sahibinin zararının 6.220,56 TL olduğu hesaplanmıştır. Rapor içeriği hesap şekli açısından usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay denetimine elverişlidir. Bilirkişi kurulunca belirlenen bu gizli ayıp aracın 16.12.2010 tarihinde trafikte yapılan muayenesi sırasında saptanmış, araç trafikten men edilmiştir. Bu durumda gizli ayıbın varlığı her türlü tereddüt ve kuşkudan uzak bir şekilde açıklık kazanmıştır. 16.12.2010 muayene tarihinden sonra 8 günlük makul süre içerisinde 24.12.2010 günü ihtarname gönderilerek ayıp ihbarında bulunulmuştur. Bu bakımdan ayıp ihbarının süresi açısından da herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı tespit edilmiştir.
Açıklanan olgular dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece imalâttaki ayıbın açık ayıp niteliğinde bulunduğu, 04.12.2009 teslim tarihine göre 14 ay sonra ayıp ihbarında bulunulduğu, bu durumun hakkın kötüye kullanımı niteliği arzettiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.