Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/7017 E. 2014/5510 K. 26.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7017
KARAR NO : 2014/5510
KARAR TARİHİ : 26.09.2014

Mahkemesi :Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :14.05.2013
Numarası :2011/251-2013/146

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ise de davacı-birleşen dosya davalısının temyizi süresi dışında, davalı-birleşen dosya davacısının temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Taraflar arasındaki uyuşmazlık Konya İçmesuyu Projesi Pompa İstasyonları Ana Besleme Hatları ve Depolar İnşaatı işine ait 09.06.2008 tarihli sözleşmeden kaynaklanmıştır. Asıl davada, kesin kabulü yapılmasına ve kesin hesap belgelerinin de idareye verilmesine karşı kesin hesabın çıkarılmadığından bahisle, mahkemece kesin hesap çıkartılarak şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL’nin tahsiline, teminat mektuplarına el atılmasının önlenmesiyle iadesine, bu hususta yaratılan muarazanın giderilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı reddini savunmuş, birleşen davasında kesin hesap sonucu davalı yüklenicinin 5.185.219,12 TL borçlu çıktığını bu miktar fazla ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüyle bilirkişilerce hesaplanan 400.075,25 TL kesin hesap borcunun davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Asıl davada davacı, birleşen dosyada davalı olan yüklenici vekiline mahkeme kararı 13.08.2013 tarihinde, davalı ve birleşen davada davacı idarenin temyiz dilekçesi 23.10.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, asıl davacı yüklenici katılma yoluyla 05.11.2013 tarihli dilekçesiyle kararı temyiz etmiş ise de, 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nın 433/II. maddesi uyarınca 10 günlük cevap süresi içerisinde temyiz etmesi gerektiğinden ve bu süre 04.11.2013 tarihinde sona ermesine karşın 05.11.2013 tarihinde temyiz edildiği anlaşılmakla süresinde yapılmayan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davalı ve birleşen davada davacı idarenin temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kesin hesabın düzenlenmesi ile ilgili olduğundan HUMK’nın 275, HMK’nın 266. maddeleri hükümlerince çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesinin yaptırılması yerindedir. Ne var ki hükme dayanak alınan asıl ve iki ek raporda bilirkişiler konunun uzmanı olmadıklarını belirtmekle birlikte kesin hesabı düzenlemişler ancak, kesin hesapta oybirliği sağlayamamışlardır. Elektrik mühendisi bilirkişi 5.176.671,86 TL fazla ödeme saptadığı halde, inşaat yüksek mühendisi ve hukukçu bilirkişiler 400.070,25 TL fazla ödeme saptanmış mahkemece inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Oysa elektrik mühendisi ve inşaat mühendisinin uzmanlık alanları farklı olup her birinin kendi alanına göre hesaplama yapması ve buna göre de kesin hesabın çıkarılması zorunludur. Hukukçu bilirkişinin ise konunun uzmanı olmadığı ortadadır. Esasen bilirkişiler de asıl ve ek raporlarında uzman olmadıklarını belirttiklerinden ve neticede farklı sonuçlara ulaşıldığından rapor hükme esas alınamaz. HUMK’nın 284, HMK’nın 281/III. maddeleri uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için yeniden inceleme yapılmasının zorunlu olduğu açık seçik ortada iken bu husus gözetilmeksizin çelişkili ve yetersiz bilirkişi incelemesiyle bağlı kalınarak hükme varılması doğru olmamıştır. O halde yapılması gereken iş; yeniden oluşturulacak konunun uzmanı üç kişilik bilirkişi heyetine gerektiğinde mahallinde keşif de yapılarak tüm dosyayla birlikte ve davacı ve birleşen davada davalı yüklenicinin iş sahibi idarece çıkartılan 29 nolu kesin hakedişe itirazlarını içeren 25.07.2007 tarih ve PK/2007-189 sayılı dilekçesi gözetilerek kesin hesabın çıkartılması, taraf itirazlarının bulunması halinde ek rapor alınarak cevaplandırılması, Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak yükleniciye fazla ödeme olup olmadığı saptandıktan sonra birleşen davada sonucuna uygun hüküm kurulmasından ibarettir.
Öte yandan birleşen davada ödeme tarihlerinden itibaren faiz istenmiş ise de; BK’nın 101/I. maddesi uyarınca idarenin 15.04.2009 tarihli yazısı ile yükleniciyi temerrüde düşürdüğü 16.05.2009 tarihinden itibaren avans faizi istemekte haklı olduğu kabul edilerek kesin hesapta fazla ödemesinin bu tarihten itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu-olumsuz hüküm kurulmamış olması da usul ve yasaya aykırıdır.
Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosyada davalı yüklenici vekilinin temyiz isteminin reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı-birleşen davada davacı idare yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin ve Yargıtay başvurma harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına, ödediği temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 26.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.