Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6612 E. 2014/457 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6612
KARAR NO : 2014/457
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

Mahkemesi :Milas 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :08.10.2012
Numarası :2006/73-2012/666

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat …. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, bakiye iş ve gecikme bedeli ile mahrum kalınan kârın tahsili istemleriyle açılmıştır. Davacı sözleşmenin haksız yere feshedildiğini iddia ederek fesih tarihine kadar yapılan işlerin bedeli ile zamanında ödeme yapılmadığı için oluşan gecikme bedelinin tahsili ve mahrum kalınan kârını talep etmiş, davalı ise feshin haklı olduğunu, imalât bedelinden fazla avans verildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde; hakedişlerde ödenmeyen kısımlar için aylık %5 gecikme bedeli ödeneceği düzenlenmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde fesih tarihinden itibaren aylık %5 gecikme bedeli isteğinde bulunmuş, mahkemece talep kısmen kabul edilerek sözleşmenin feshedildiği 04.10.2002 tarihi faize başlangıç alınıp hükmedilen bedelin aylık %5 gecikme bedeli ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Sözleşmenin 7. maddesindeki düzenleme kesin vade niteliğinde olmayıp, akdî faiz oranına ilişkindir. Sözleşmenin feshi ile borçlu kendiliğinden temerrüde düşmez. Muaccel bir borcun borçlusunun temerrüde düşmesi için dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 101. maddesi uyarınca alacaklının borçluya ihtar göndererek alacağın ödenmesini istemesi ya da sözleşmede kesin bir vadenin kararlaştırılmış olması gerekir. Aksi halde temerrüt dava açıldığı tarihte oluşur. Somut olayda yanlar arasında imzalanan sözleşmede kesin vade niteliğinde bir düzenleme bulunmamakla beraber davacı tarafından davalı borçluya Milas Noterliği’nden 04.10.2002 tarih 7302 sayılı ihtarname gönderilerek 16.000,00 TL alacağın ödenmesi istenmiştir. Bu durumda, Milas Noterliği’nin 04.10.2002 tarih 7302 sayılı ihtarnamesinin tebliğ edildiği 11.10.2002’de alacağın 16.000,00 TL’lik kısmı yönünden temerrüt oluştuğu, bakiye 22.082.04 TL’lik kısım için ise dava tarihinden itibaren temerrüt gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Faiz miktarı yönünden ise 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un, “Görülmekte Olan Davalara İlişkin Uygulama” başlıklı 7. maddesinde, faize ilişkin 88. ve temerrüt faizine ilişkin 120. maddelerinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hükmü getirilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 120/II. maddesinde, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Birinci fıkrada ise, sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecektir. Somut olayda sözleşmede kararlaştırılan yıllık faiz oranı %60’dır. 16.000,00 TL yönünden faiz borcunun doğduğu 11.10.2002 tarihindeki TC Merkez Bankası’nca yayınlanan faiz oranlarına ve sözleşme tarihi itibariyle işin ticari iş niteliği bulunması nedeniyle uygulanması gereken faiz 3095 Sayılı Yasa’nın 2/II. maddesince %64 avans faizi olup bunun yüzde yüzü (64×2=) %128, bakiye 22.082.04 TL yönünden faiz borcunun doğduğu 08.03.2006 tarihindeki TC Merkez Bankası’nca yayınlanan faiz oranlarına ve sözleşme tarihi itibariyle işin ticari iş niteliği bulunması nedeniyle uygulanması gereken faiz 3095 Sayılı Yasa’nın 2/II. maddesince %25 avans faizi olup bunun yüzde yüzü (25×2=) %50’dir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece 16.000,00 TL yönünden 11.10.2002 tarihinden itibaren yıllık %60, bakiye 22.082,04 TL yönünden 08.03.2006 tarihinden itibaren yıllık %50 akdi faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle diğer temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.