Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6545 E. 2014/674 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6545
KARAR NO : 2014/674
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

Mahkemesi :Ankara 2. Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi :17.09.2013
Numarası :2011/1139-2013/912

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –
Dava eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatınının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici davasında şifahi anlaşma ile davalılara ait havuzun onarım işini yaptığını, malzeme ve işçilik için düzenlenen faturalardan bakiye alacağının ödenmediğini, bunun için yaptığı icra takibine de itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâline karar verilmesini istemiş, davalılar savunmalarında, davacıdan malzeme satın aldıklarını, bunların bedelinin ödendiğini, ancak onarım işinin yapımı konusunda anlaşma olmadığını, bu işi başkasına yaptırdıklarını belirterek davanın reddini talep etmişler, mahkemece havuzda meydana gelen su kaçağı sebebiyle yapılan enjeksiyon işinin davacı tarafından yapıldığı kabul edilerek dava kısmen kabul edilmiştir.
Taraflar arasında havuz onarımında kullanılan malzemenin davacıdan satın alındığına ilişkin ihtilâf bulunmamaktadır. İhtilâf onarım için yapılan enjeksiyon işinin kim tarafından yapıldığına ilişkindir. Bu aşamada niteliği itibarıyla kurulduğu iddia edilen temel hukuksal ilişki dava tarihinde yürürlükte olan Borçlar Yasası’nın 355. maddesinde tanımlanan eser sözleşmesidir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir. Ancak, sözlü yapılan sözleşme inkâr edildiği takdirde, sözleşmenin yapıldığı zamanki miktar veya değeri yine dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nun 288. maddesindeki miktardan fazla ise akdî ilişkinin anılan Yasa hükmü gereğince davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Akdî ilişkinin tanık delili ile kanıtlanabilmesi için ya davacı tarafından “yazılı delil başlangıcına” dayanılmış olması veya davalının tanık dinlenmesine açıkça onay vermiş olması gerekir . Somut olayda davacı tarafından yazılı delil veya delil başlangıcı sunulmadığı gibi, tanık dinlenmesine de davalının açık onayı bulunmadığından akdî ilişki, tanık delili ile kanıtlanamaz. O halde, davacı iddia ettiği, yanlar arasındaki akdî ilişkiyi yani havuzun enjeksiyon yapımı işini, dava dilekçesinde “her türlü delil” denilmek suretiyle “yemin” deliline dayanmış olmakla “yemin” delili ile kanıtlayabilir. Mahkemece, davacıya “yemin önerme” hakkı hatırlatılmalı, sonucuna göre akdî ilişkinin kapsamı belirlenmelidir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmamış olması uygun bulunmamış, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ :Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, kararın 2. bent gereğince temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 04.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.