Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6531 E. 2014/4981 K. 08.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6531
KARAR NO : 2014/4981
KARAR TARİHİ : 08.09.2014

Mahkemesi : Bursa 7. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 16.07.2013
Numarası : 2012/240-2013/402

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, yüklenici olduğu iddia edilen şirket ile yapı denetim şirketi aleyhine eser sözleşmesine dayalı olarak açılan sözleşmenin aynen ifası, emsal kira bedelinin karşılanması ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece her iki şirket yönünden ayıplı olarak imâl edilen yapının yıkılarak teknik ve projesine uygun biçimde tüm masraf ve giderleri davalılar tarafından karşılanmak suretiyle yeniden yapılması, inşaat süresince emsal kira bedelinin davacıya ödenmesi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
2-Davada, eser sözleşmesinin ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeye uygun olarak aynen ifası ve inşaat süresince emsal kira bedelinin karşılanması da talep edilmiştir. Bu talepler bir değere bağlı olup 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. maddesi gereğince nisbi harca tabidir. Nisbi harca tabi olan davalarda dava dilekçesinde değeri gösterilerek 1 sayılı Tarifede yazılı değerlere göre, peşin harç yatırılması zorunludur. Davada değerle ifade edilmesi mümkün ve ifade edilebilen talep olmasına rağmen dava dilekçesinde değer gösterilip peşin nisbi harç yatırılmamış olması halinde usulüne uygun olarak açılmış davanın varlığından söz edilemez. Somut olayda sözleşmenin aynen ifası ve kira alacağı talep edilmesine rağmen, bunların değeri gösterilmediği gibi peşin nisbi harçları da yatırılmamıştır.
Bu durumda sözleşmenin aynen ifası ve inşaat süresince kira ödenmesi talebi ile ilgili harcı ödenerek yöntemine uygun açılmış bir dava olmadığından bu istemlerle ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
Manevi tazminatla ilgili olarak; yüklenici olduğu iddia olunan D..E.. İnşaat Taahhüt Müth. ve Hafriyat San. Tic. Ltd. Şti. akdî ilişkiyi inkâr etmiştir. Davacı tarafça bu şirket ile eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğuna dair yazılı sözleşme ibraz edilememiştir. Akdî ilişkinin kurulduğu ileri sürülen ve en son iskân ruhsatının alındığı 07.12.2006 tarihinde dahi yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nın 288 ve devamı maddelerine göre 430,00 TL’yi aşan hukuki işlemlerin senetle ispatı zorunludur. Aynı Kanun’un 292 ve 293. maddeleri gereğince tanıkla ispatı mümkün olan hallerin varlığı da yüklenici şirketle ilgili olarak ileri sürülüp ispatlanmamıştır. 3 katlı binanın mevcut yapının yıkılarak yeniden yapılması işinin değeri ve talep edilen kira miktarının tanıkla ispatı mümkün olan miktardan fazla olduğu herkesce bilinen bir gerçektir. Mahkemenin gerekçesinde akdî ilişkinin varlığına dayanak gösterilen kaşe ve alındı makbuzları yüklenici olduğu iddia edilen şirkete değil, dava ihbar edilen Doğan Ergül’ün şahsi işletmesi ve tüzel kişiliği olmayan Ergül İnşaat’a aittir. Bu haliyle de davacı, yüklenici olduğu ileri sürülen ve gerçek ünvanı Ergül İnşaat Taah. Tic. Ltd. Şti. olan şirketle akdî ilişkinin varlığını yasal delillerle kanıtlayamamıştır. Bu durumda yüklenici olduğu iddia edilen bu şirket hakkındaki manevi tazminat davasının husumet yönünden reddi yerine kısmen kabulü de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Yapı denetim şirketi yönünden manevi tazminatla ilgili kısmen kabul kararına gelince, işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 98/2. maddesi gereğince haksız fiillerden doğan sorumluluğa ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık halinde uygulanması da mümkündür. Ancak sözkonusu Kanun’un 49 ve devamı maddeleri gereğince manevi tazminata hükmedilebilmesi için karşı tarafın hukuka aykırı eylemi ile talep edenin kişilik haklarının saldırıya uğramış olması zorunludur. Somut olayda davacının, davalı yapı denetim şirketinin hangi eylemi ile ne şekilde kişilik haklarının saldırıya uğradığı ve tecavüz edildiği ispat edilemediğinden bu şirket hakkındaki manevi tazminat isteminin de reddi yerine kısmen kabulü isabetsiz olmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalı Ergül İnş. Taah. Tic. Şti. ve davalı Nilüfer Yapı Denetim Ltd.Şti’ye geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.