Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6457 E. 2014/4120 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6457
KARAR NO : 2014/4120
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

Mahkemesi :Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :21.02.2013
Numarası :2009/17-2013/31

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi ilişkisi sebebiyle teminat olarak verilen senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı ile dava dışı yüklenici K. K. arasında davalı H.. K..’nın da şahit olarak imzaladığı 28.06.2007 tarihli, yüklenicinin yapmakta olduğu inşattan bir dükkanın davacı taşeronun yapacağı işler karşılığı düzenlenen satış vaadi ve eser sözleşmesinin ifası sırasında anlaşma başlıklı sözleşme düzenlenmiştir. Sözleşmede, davacı taşeronun maddi sıkıntıya düşünce dükkanın tapusunun yüklenici tarafından verilip taşeron N.. E..’nin bankadan kredi çekmesi nedeniyle yapılan hesaplar sonucu kalan borcuna karşılık 35.000,00 TL’lik senet verildiği, taşeron önceki anlaşmadan doğan yapım, taahhüt işini yerine getirdiğinde bu senedin hiçbir surette tahsil edilemeyeceği gibi taşeronun önceki noter anlaşmasından doğan taahhütlerini eksiksiz bitirip teslim etmez ise bahse konu senedin tahsil edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı Etimesgut Noterliği’nin 03.05.2006 gün 9091215 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesiyle dava dışı yükleniciden inşaatını üstlendiği .. Ada ..parselden zemin kat 11 nolu dükkanı satın almış ve bedelinin davacının inşaatta sözleşme gereğince üstlendiği işleri yaparak ödeyeceği kabul edilmiştir. Bu açıklamalara göre davacı ile dava dışı yüklenici arasında imzalanan sözleşme gereği taşeronun yaptığı taahhüt ettiği işlerle ilgili 35.000,00 TL’lik teminat senedinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Davalı H.. K.. davaya cevap ve savunmalarında davacıdan senet bedeli kadar alacağının bulunduğunu, kendisine borç verdiği ve ödenmediğini savunmuştur. Takip dayanağı bono incelendiğinde davacı N.. E..’nin kardeşi, davalı H.. K..’nın lehdarı olup, bedel kaydında nakden yazılıdır. Bu halde; kural olarak senedin dava dışı yüklenici ile yapılan sözleşme gereğince teminat olarak verildiği, bedelsiz kaldığı ve senet lehdarı olarak görünen davalının bunları bildiğini davacı yasal delillerle ispat etmek zorundadır.
Davalı yargılama aşamasında az yukarıda belirtildiği gibi senedin, belli para borcu karşılığı düzenlendiğini beyan etmiş ise de, Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2009/1574 sayılı hazırlık soruşturması sırasında 17.03.2011 tarihinde Emniyet’te alınan ifadesinde söz konusu senedin dava dışı oğlu K. K. ile yapılan anlaşma uyarınca verildiği, senedi kendisinin doldurduğu, davacı senette yazılı miktarı ödemeyince ciro edip tahsil için bankaya verdiğini beyan etmiştir. Dava dışı yüklenici Kasım Kaya’da aynı hazırlık soruşturması sırasında Cumhuriyet Savcısına verdiği 13.09.2010 tarihli ifadesinde takip dayanağı senedin 28.07.2006 tarihli sözleşme gereğince verildiği, senet üzerindeki tüm yazı ve rakamların davalı babası H.. K.. tarafından yazıldığı, davacı edimini yerine getirmediğinden davalı babası H.. K..’nın senedi icraya koyduğunu beyan ve kabul etmiştir. Davalı H.. K..’nın Emniyet’te, dava dışı yüklenici K. K.’nın Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan beyanları dava konusu senetle ilgili mahkeme dışı ikrar niteliğindedir. Davalı tarafça yargılama sırasında mahkeme dışı ikrarın kendisi için bağlayıcı olmadığı ileri sürülmediği gibi bunu hükümden düşürecek herhangi bir delil de bildirilmemiştir. Bu durumda davalının haricî ikrarıyla dava ve takip dayanağı bononun davacıyla dava dışı yüklenici arasında imzalanan 03.05.2006 ve 28.07.2006 tarihli sözleşmeler uyarınca davacı taşeronun aldığı dükkan ve üstlendiği işlerin tamamlanmaması ihtimaline bînaen teminat olarak düzenlenip verildiği ve davalı tarafından bononun davacı ile dava dışı K. K. arasındaki sözleşmenin teminatı olarak düzenlendiğinin bilindiği sübuta erdiğinden, mahkemece işin esasına girilip davacının bononun bedelsiz kaldığına dair iddia ve delilleri incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.