Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6453 E. 2014/4595 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6453
KARAR NO : 2014/4595
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

Mahkemesi :Konya 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :11.06.2013
Numarası :2012/419-2013/438

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davasında 26.04.2011 tarihli yalıtım sözleşmesi başlıklı sözleşmeye dayanarak talepte bulunmuştur. Davalı cevap ve aşamalardaki savunmalarında, sözleşmede kendi adı altındaki imzayı inkâr etmemiş, firma adına K. K. ismi altında el yazısı ile H.A. ad ve soyadı yazılarak imzalandığı ve sözleşmeyi akdedenin davacı olmadığını ileri sürerek davanın usulden reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacının dayanağı olan ve davalı tarafından içeriği ve ismi altındaki imzaya itiraz edilmeyen 24.06.2011 tarihli sözleşmede, yüklenici-yapımcı firma E. Yapı İnşaat-Doğalgaz K.K., iş sahibi davalı M.. T.. olarak görülmektedir. E. inşaatın bir şirket olmayıp K.K.’ya ait ticari işletmenin ticaret unvanı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar H.A.’ın isim ve imzasından önce K.K.’ya vekâleten ya da temsilen imza atıldığına dair bir ibare bulunmamakta ise de, davacı sözleşme imzalayan Hayrettin’in kendi temsilcisi olarak imzaladığını kabul ettiği gibi sözleşmenin bütünü dikkate alındığında davalının akdî ilişkiyi H. A. ile değil, davacı K. T. K.ile kurduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda eser sözleşmesi davacıyı temsilen H. A. ile davalı arasında kurulduğu ve davacının aktif dava ehliyeti bulunduğundan, mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.