Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6452 E. 2014/4594 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6452
KARAR NO : 2014/4594
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

Mahkemesi :Karadeniz Ereğli 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :02.04.2013
Numarası :2012/208-2013/136

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesine dayalı verilen senetlerden dolayı menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında, davalı ile aralarında düzenlenen sözleşmeye göre davalının tekne yapımı işini üstlendiğini, bu nedenle davalıya toplamı 8.300,00 TL olan iki adet çek verdiğini, teknenin ayıplı olarak teslim edildiğini, geçen sürede parçalandığını belirterek çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, davalı savunmasında teknenin standartlara uygun olduğunu, davacının zamanında ayıp ihbarında bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiş, mahkemece teknenin davacı adına 11.07.2011 tarihinde tescilinin yapıldığı, TTK 25/3 maddesine göre zamanında ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında ki uyuşmazlık, sözleşme konusunun tekne üretimine ilişkin olmasına göre eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, mülga 818 sayılı BK’nın 355 ve devamı maddeleridir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 Sayılı BK’nın 359-363 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 818 Sayılı BK’nın 360. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. 818 Sayılı BK’nın 359/I. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. BK’nın 359/1. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin mutad cereyanına göre imkanını bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, 818 sayılı BK’nın 362/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise öğrenir öğrenmez yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 818 Sayılı BK’nın 360. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıbın varlığını ihbar, şekil koşuluna bağlı olmayıp tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Açıklanan bu ilkelere göre somut olayda mahkemece mülga TTK 25/3 maddesine göre ayıp ihbarında bulunulmadığı kabul edilmiş ise de bu değerlendirme yerinde olmadığından yapılması gereken iş öncelikle davaya konu olan çeklerle ilgili olarak itirazın iptâli talebiyle açıldığı anlaşılan Karadeniz Ereğli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/162 Esas sayılı dosyasının aralarındaki bağlantı sebebiyle eldeki dosya ile birleştirilmesi, anılan dosyanın sonuçlanıp kesinleşmiş olması halinde o dosyada kesinleşen olguların eldeki dosyada değerlendirilmesi, ayıp ihbarının ispatı yönünden davacının bildirdiği tanıklarının dinlenilmesi, ayıbın ihbarının yapıldığının kanıtlanması halinde konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor ile ayıbın fen ve sanat kurallarına göre, iş sahibinin eseri red edip etmeyeceği düzeyde olup olmadığı, kabulden kaçınılamayacak düzeyde ise mevcut hali ile bedelin tenkisi gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa bunun parasal tutarı hesaplattırılmalı sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda nedenlerle kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.