Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6408 E. 2014/5521 K. 29.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6408
KARAR NO : 2014/5521
KARAR TARİHİ : 29.09.2014

Mahkemesi : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi : 11.07.2013
Numarası : 2010/597-2013/443

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptâline karar verilmesi istemiyle açılmış, daha sonra ıslah edilerek alacak davasına dönüştürülmüştür. Davalı, ortağı bulundukları girişim ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, sözleşmenin de başka yere ait olup dava konusu alacağa ilişkin iş yaptırmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece dava konusu işe ilişkin sözleşmenin varlığı usulen kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davada T.. Şantiyesi’nde yapılan kazı ve dolgu bedeli alacağına ilişkin düzenlenen 12.12.2009 günlü ve 591.357,00 TL tutarlı fatura dayanak gösterilerek bundan davalı tarafından yapılan ödemelerin düşülmesinden sonra kalan 430.743,00 TL alacağın tahsili istenmiş, delil olarak 12.12.2009 tarihli hakediş gösterilmiştir. Sözkonusu hakediş Ö.. İnş. Ltd.Şti. kaşesiyle imzalanmış, davacı imzanın davalının vekili A.. Ö..’na ait olduğunu bildirmiştir. Dosyada mevcut davalı şirketin imza sirküleri ve 13.06.2006 tarihli vekâletname örneğinden A.. Ö..’nun davalı şirketin vekili olduğu anlaşılmaktadır. Yine A.. Ö.. tarafından davalı şirket adına davacı emrine düzenlenen 10.10.2009, 02.10.2009, 18.09.2009 ve 05.01.2010 tarihli çeklerin varlığı da dosya içeriğiyle sabittir. Esasen davalı vekili de açıkça imzalara itiraz etmemiş, 20.12.2012 tarihli celsede ortak girişimde müvekkili şirketi temsile yetkili olduğunu beyan etmiştir. Tüm bu belgeler birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında kazı dolgu yapılması konusunda akdî ilişkinin varlığı sabittir. Ne var ki taraflar arasında T. Şantiyesi’ne ilişkin iş yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunduğundan, davacının T.. Şantiyesi’nde ne miktarda iş yaptığını, düzenlenen hakedişi T.. Şantiyesi’ne ait olup olmadığını kanıtlaması zorunludur. O halde mahkemece yapılması gereken iş uzman bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapmak, az yukarıda sözü edilen hakediş ve faturaya konu işlerin T.. Şantiyesi’nde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin, gerçekleştirilmiş ise hakediş bedelinin düzenlendiği tarih itibariyle piyasa fiyatlarına göre tutarını hesaplatmak, yine dosyada mevcut çekler ve davacının kabul ettiği ödemelerde bu işe ilişkin miktar tespit edilerek hakediş alacağından mahsupla sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan verilen karar usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.