Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6339 E. 2014/4548 K. 27.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6339
KARAR NO : 2014/4548
KARAR TARİHİ : 27.06.2014

Mahkemesi :Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi :25.06.2013
Numarası :2011/716-2013/369

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi uyarınca iş bedelinden bakiye alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine itirazın iptâli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı, sözleşme bedelini fazlasıyla ödediğini, başkaca borcu kalmadığını, kaldı ki, davacının hiçbir işi gereği gibi yerine getirmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tarihsiz “Sözleşme Formu” başlıklı ve 01.08.2006 tarihinde teslim edilmek üzere “anahtar teslimi” inşaat yapımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Sözleşme, düzenlendiği tarih itibariyle mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Sözleşmede işin toplam bedeli, 130.000,00 TL tutarında kararlaştırılmış, 90.000,00 TL’si peşin, kalanın ise iş tesliminde ödeneceği taraflarca kabul edilmiştir. Davada, 90.000,00 TL’nin ödenmediği iddiasıyla takibe geçildiğinden söz edilmiş ise de; davalı, 65.000 Euro karşılığı sözleşme bedeli olan 130.845,00 TL’nin TEB Bankası’nın 13.07.2006 tarih ve 00000302 sayılı makbuzuyla ödendiğini belirterek makbuz aslının elinde bulunduğunu bildirmiştir. Davacı ise söz konusu makbuzun kendi banka kayıtlarıyla ilgili olduğunu, davalının savunmasının yerinde olmadığını savunarak itiraz etmiştir. Banka cevabi yazısında davacının 15343 nolu döviz hesabına 13.07.2006 tarihinde 65.000 Euro yatırdığı, aynı gün TL karşılığını 14070 nolu hesabına havale ettiğini, makbuzun da buna ilişkin olduğunu bildirmiştir. Gerçekten anılan hesap numaralarından 13.07.2006 tarihinde davacının Euro bakiyesi 0,00 iken 65.000 Euro yatırıldığı anlaşılmaktadır. Davalının, Merkez Bankası Antalya Şubesi’nin yazısı ekinde sunduğu döviz hesabından ise 12.07.2006 tarihinde 65.475,62 Euro çekildiği görülmektedir. Bu haliyle paranın çekildiği ve ödendiği tarihler ve yatırılan miktarlar ile davacının elinde bulunması gereken makbuz aslının da davalının elinde bulunması, davacının (TL) hesabının bulunduğu banka şubesinde Euro dövizini (TL) ye çevirmesi ve yatırması olanaklı iken bu işlemi yapmamış olması sebepleriyle ödeme savunmasının fiili karine olarak uygun düştüğü anlaşılmaktadır. Fiili karine lehine olan taraf, o hususu kanıtlamış sayılır. Diğer yandan, vekilinin teklifi üzerine davacı tarafa yemin eda ettirilmişse de; Fethiye 3. Noterliği’nce düzenlenen 23.02.2012 tarih ve 01867 yevmiye nolu vekâletnamesinde davalı vekilinin yemin teklifine özel yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasa’nın 74. maddesi hükmüne aykırı biçimde yemin teklifinin kabulü ve eda ettirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalı ifanın sözleşmeye uygun gerçekleştirilmediğini savunduğu halde bu kapsamda eksik ve kusurlu işler bulunduğunu kanıtlayabilmesi için davalıya; iş bedelini hakettiğini ve istenebilir olduğunu, işin sözleşmeye, fen ve sanat kurallarına uygun biçimde yapıldığını da davacının ispat edebilmesi için davacıya olanak verilmeden davanın kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda açıklanan fiili karinenin aksinin ispat külfetinin davacıya ait olduğu kabul edilerek, tarafların yasal delilleri sorulup toplanmalı, eksik ve kusurlu işlerle ilgili mahallinde keşif yapılarak varsa yüklenicinin eksik ve kanıtlanırsa ayıplı işleri gözetilerek gerçek alacak miktarı saptanmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan, hukuki yanılgıya düşülerek ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.