Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6236 E. 2014/213 K. 13.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6236
KARAR NO : 2014/213
KARAR TARİHİ : 13.01.2014

Mahkemesi :Ankara 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :04.07.2012
Numarası :2008/165-2012/364

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile fer’i müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, yükleniciye yapılan fazla ödemelerin istirdaden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı iş sahibi ve onun yanında fer’i müdahil vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki olan Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 41/10 maddesinde, “Kesin hesapların ve kesin kabul tutanağının idarece onaylanmasından sonra, bunlara ilişkin onay tarihlerinin sonuncusundan başlamak üzere en çok otuz gün içinde, idarece onaylanmış kesin hesaplara dayalı olarak, yapı denetim görevlisi tarafından kesin hakediş raporu düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, idarece öncelikli olarak kesin hesaplar ve kesin kabul tutanakları düzenlenmeli, sonrasında oluşacak duruma göre kesin hakediş düzenlenerek iş tasfiye edilmelidir. Başka bir anlatımla, kesin hesap ve kesin kabul onaylanmadan kesin hakediş düzenlenemez.
Somut olayda, kesin hakediş raporunun 27.12.2002 tarihinde, kesin kabul tutanağının ise 16.10.2003 tarihinde onaylandığı anlaşılmaktadır. Esasen, idarece 27.12.2002 tarihinde onaylanan kesin hakediş raporu, işin kesin hesabının çıkarılmasından ibaret olup, sözleşme eki Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi’nin 41. maddesinde gösterilen prosedürün ilk aşamasıdır. Başlığın hatalı yazılmış olması, bu belgeyi kesin hakediş haline getirmez. Bu durumda, kesin hakediş düzenlenmediğinden kesin kabulün onay tarihi olan 16.10.2003 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi başlatıldığında, davanın açıldığı 25.04.2008 tarihinde olaya uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/IV maddesinde gösterilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. (Dairemizin 22.09.2003 Tarih ve 2003/3727-4146 Esas ve Karar sayılı ilamında da benzer hususlar açıklanmıştır.)
Açıklanan bu olgular çerçevesinde, davanın esasının incelenerek karara bağlanması gerekirken, zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ile onun yanında fer’i müdahil olan kurum vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı ve onun yanında fer’i müdahil olan kurum yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden fer’i müdahile geri verilmesine, 13.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.