Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6169 E. 2014/3509 K. 23.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6169
KARAR NO : 2014/3509
KARAR TARİHİ : 23.05.2014

Mahkemesi :Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :12.07.2013
Numarası :2012/428-2013/190

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ..geldi. Davalı vekili ile diğer davalı ….İnş. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın davalı idare yönünden zamanaşımından reddine, davalı N.. Ş.. yönünden HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davasında davalı şirketin davalı idareden olan alacağının bir kısmını temlik aldığını, bu temlikin davalı idare tarafından bilinmesine rağmen alacağının ödenmediğini belirterek 88.745,40 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece idareye yönelik davanın mülga 818 sayılı BK’nın 363/2 ve 126/son maddesine göre zamanaşımı dolduğundan reddine, davalı şirketin ise sicilden terkin edilerek tüzel kişiliğini kaybettiği gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere Ticaret ortaklıklarının tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Somut olayda davalı şirketin 28.06 2010 tarihinde tasfiyeye girdiği, 21.07.2011 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı vekiline şirketin ihyası yönünde dava açması için süre verilerek, o davanın sonucunda ihyaya karar verildiği taktirde, davalı şirketin bu davada temsilinin sağlanmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tasfiyenin geçersiz sayılamayacağı gerekçesi ile şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.