Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/6081 E. 2014/2951 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6081
KARAR NO : 2014/2951
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

Mahkemesi :Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Hakimliği (Tic. Mah. Sıf.)
Tarihi :29.03.2013
Numarası :2011/45-2013/220

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, asıl ve birleşen dosyanın davacısı yüklenici, asıl ve birleşen dosyanın davalısı da iş sahibidir.
Davada, taraflar arasındaki 01.06.2010 tarihli yağlı un işleme sözleşmesinin davalı iş sahibince Yenişehir Noterliği’nden gönderilen 03.01.2011 tarihli ihtarla haksız feshedildiği, sözleşmeye göre 65,00 TL+KDV=77,00 TL/ton birim fiyattan 2010 yılının eylül, ekim, kasım, aralık aylarında toplam 10.000 ton hammadde işleyerek 770.000,00 TL kazanç elde edebilecekken bu gelirden mahrum kalındığı ileri sürülerek 2010 yılı kazanç kaybı zararından şimdilik 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsili istenmiştir.
Birleşen davada ise, aynı sözleşme uyarınca aynı birim fiyatlarla 2011 yılının ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs aylarında toplam 15.000 ton hammadde işleyerek 1.150.000,00 TL kazanç elde edebilecekken bu gelirden mahrum kalındığı ileri sürülerek 2011 yılı kazanç kaybı zararından şimdilik 20.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle tahsili istenmiştir.
10.12.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle asıl ve birleşen dava birlikte ıslah edilmiş, her iki davada toplam 120.000,00 TL olarak talep edilen kazanç kaybı zararı 301.522,27 TL artırılarak 421.522,27 TL’ye çıkarılmış, bu miktar alacağın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsili istenmiş, ancak artan miktarın ne kadarının asıl davaya, ne kadarının birleşen davaya ait olduğu ıslah dilekçesinde açıklanmamıştır.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, 401.522,27 TL kazanç kaybının davalıdan tahsiline, alacağın 100.000,00 TL’lik kısmına 20.01.2011dava tarihinden, 301.522,27 TL’lik kısmına 10.12.2012 ıslah tarihinden ticari faiz uygulanmasına, birleşen davanın kabulüne, 20.000,00 TL kazanç kaybının 07.10.2011 dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davada davalı iş sahibi şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davalı iş sahibi şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Asıl ve birleşen dava yargılamada alınan 01.10.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre ıslah edilmiştir. Bu raporda davacının kazanç kaybı zararı 2010 yılı için 174.980,15 TL, 2011 yılı için 246.542,12 TL (toplam 421.522,27 TL) olarak hesaplanmıştır. Asıl dava 2010 yılı kazanç kaybına, birleşen dava ise 2011 yılı kazanç kaybına ilişkin olduğundan ıslahla asıl davadaki 100.000,00 TL’lik talebin 74.980,15 TL artırılarak 174.980,15 TL’ye , birleşen davadaki 20.000,00 TL’lik talebin de 226.542,12 TL artırılarak 246.542,12 TL.’ye çıkarıldığının kabulü gerekir. Mahkemece ıslahın her iki dava için yapıldığı gözden kaçırılarak yalnızca asıl dava ıslah edilmiş gibi hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3-Dava ve ıslah dilekçelerinde alacağa reeskont faizi talep edildiği halde, mahkemece talebin aşılarak ticari faize karar verilmesi de HMK’nın 26. maddesine aykırıdır.
4-Hükme esas alınan 01.10.2012 tarihli rapor hukukçu ve mali müşavir bilirkişilerce düzenlenmiş olup, bilirkişi kurulunda sözleşme konusu işte uzman ve deneyimli teknik eleman bulunmamaktadır. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 325. maddesi uyarınca yüklenicinin işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği giderler ile boşta kaldığı sürede diğer bir iş ile kazandığı veya kazanmaktan kasten feragat eylediği kazançların mahsup edilmesi gerektiği halde bilirkişilerce düzenlenen raporda yalnızca işin yapılmamasından dolayı tasarruf edilen gider kalemleri hesaplanıp mahsup edilmiş, boşta kalınan sürede başka bir iş nedeniyle kazanılan ya da kazanılmasından bilerek kaçınılan kazançlar hesaplanıp mahsup edilmemiştir. Bu haliyle anılan rapor hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş; HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca gerçeğin ortaya çıkması için sözleşme konusu işte uzman ve deneyimli teknik elemanlardan oluşturulacak üç kişilik yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak davacının 2010 ve 2011 yıllarında uğradığı kazanç kaybı zararını 818 sayılı BK’nın 325. maddesi hükümleri doğrultusunda yeniden hesaplamak, ıslahın her iki dava için yapıldığını kabul ederek ve taleple bağlı kalarak 2010 yılı kazanç kaybını asıl davada, 2011 yılı kazanç kaybını da birleşen davada hüküm altına almak ve taleple bağlı kalınarak reeskont faizi uygulamak olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı iş sahibi şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentlerde yazılı nedenlerle kararın temyiz asıl ve birleşen dava davalı şirket yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.