Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5932 E. 2014/4600 K. 01.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5932
KARAR NO : 2014/4600
KARAR TARİHİ : 01.07.2014

Mahkemesi :Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :28.02.2013
Numarası :2010/192-2013/280

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece ıslahla artırılan kısımda dikkate alınarak davanın kabülüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında imzalanan 30.11.2007 tarihli yazılı sözleşme ile davalı yüklenici şirketin yapımını üstlendiği D. Otelinin elektrik işlerinin yapımı davacı taşerona verilmiştir. Davacı taşeron, bu iş için 1.150.000,00 TL bedel için anlaştıklarını, işi büyük bir oranda tamamladığını davalının ödeme yapmamak için kendisini hırsızlıkla suçlayarak işten el çektirdiğini ve bakiye iş bedelini ödemediğini iddia etmiştir. Davalı ise, yanlar arasında elektrik işlerinin yapımı için bir anlaşma bulunduğunu ancak iş bedelinin 1.150.000,00 TL olmasının mümkün olmadığını, daha fazla kredi çekebilmek için yapılan işin normalin üstünde gösterildiğini, gerçek anlaşma bedelinin 200.000,00 TL civarında olduğunu ve bu bedelinde davacıya ödendiğini belirtmiştir. Ancak davalı tarafından davacının dosyaya sunduğu 1.150.000,00 TL’lik sözleşmeye karşı imza itirazında bulunulmamıştır. Dosyada bulunan Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/2 D.iş sayılı tespit dosyasında, davalı şirketin kredi kullandığı Türkiye Kalkınma Bankası’nın 17.03.2010 tarihli yazı cevabında kendisine sunulan sözleşme sureti gönderilmiş, yazı ekinde gönderilen sözleşmede iş bedelinin 1.150.000,00 TL olarak yazılı olduğu görülmüştür. Davacı tarafından dosyaya sunulan ve Türkiye Kalkınma Bankası’nca gönderilen sözleşmedeki imzaya davalı tarafından itiraz edilmemiş olması ve içeriği kabul edilip gerçek anlaşmaya aykırı olarak bedelin yüksek
gösterildiği davalı tarafından yazılı delillerle kanıtlanmalıdır. Ancak davalı şirket tarafından buna ilişkin bir yazılı delil dosyaya ibraz edilmemiştir. Bu haliyle yanlar arasında imzalanan 30.11.2007 tarihli sözleşmede kararlaştırılan 1.150.000,00 TL tutarındaki bedel götürü bedeldir. Diğer bir ifade ile yanlar arasındaki sözleşme, götürü bedelli bir sözleşmedir. Dava ve sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 365. maddesinde düzenlenen götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenebilmesi için; gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe göre fiziki oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hakedilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve bu rapora dayanak yapılan tespit raporunda bu esaslar ışığında hesaplama yapılmamıştır.
Somut olayda, taraflar arasında bedelin götürü olarak kararlaştırılmış olduğu dikkate alınarak, tespit dosyasında ve mahkemece hükme esas raporu veren bilirkişilerden alınacak ek raporlarla; tespit tarihi itibarıyla işin bütününe göre davacının gerçekleştirdiği tüm imalâtın işin tümüne göre fiziki oranı tespit ettirilip, bu oranın az yukarıda belirtilen götürü bedele uygulanmak suretiyle hakedilen iş bedeli alacağının hesaplattırılması ve bulunacak miktardan ihtilâfsız ödemenin düşülerek davanın sonuçlandırılması gerekirken, hatalı hesaplama ile birim fiyatlara göre hesaplama yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün taraflar yararına bozulması uygun bulunmuştur.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.