Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5907 E. 2014/4165 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5907
KARAR NO : 2014/4165
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

Mahkemesi :Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :20.02.2013
Numarası :2012/54-2013/29

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi ilişkisi nedeni ile teminat olarak verildiği ileri sürülen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı cevap dilekçesinde davacı ile herhangi bir akdî ilişkisi olmadığını, dava konusu senetleri taş işi ile uğraşan ve davacı ile davacının evinde bulunan şöminelerin taşla kaplanması konusunda sözleşme yapan O. A.’den alacağına karşılık olarak aldığını beyan etmiştir.
Davacı, akdî ilişkinin davalı ile kurulduğunu dava dilekçesinde belirtmiş ise de, yargılama sırasında sunduğu 06.12.2012 havale tarihli dilekçe ile davalının, davacının eser sözleşmesini yaptığı, taş döşeme işini yapacak olan O. A.e malzeme satan kişi olduğunu savunmuştur.
Dosya kapsamından; davacının akdî ilişkisinin davalı şirket ile olmayıp dava dışı O. A. ile olduğu, Mahkemece davacı tarafından düzenlenen bonolarda davalı tarafın isminin lehtar hanesinde bulunması, bonolarda nakden kaydının yer alması ve davalının davacı ile hiçbir hukuki ilişkisinin bulunmadığını beyan etmesi sebebiyle takibe dayanak bonoların keşidecisi davacı ile lehtarı davalı arasında gerçek bir borç ilişkisinin bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre akdî ilişkinin davacı ile dava dışı O. A. arasında kurulduğunun kabulü gerekir. Dosya kapsamındaki “bono” fotokopisi incelendiğinde; mülga Türk Ticaret Kanunu’nun 688. maddesi hükmünde öngörülen zorunlu unsurları içerdiği ve dolayısıyla kambiyo senedi niteliğinde olduğu sonucuna varılmaktadır. Bono, hukuksal niteliğince belli bir borç ikrarını içeren kambiyo senedi olup; bononun belli bir sebeple düzenlendiğini, düzenleme sebebinin gerçekleşmediğini veya bonoda yazılı borcun ödendiğini ya da istenebilir olmadığını yasal delillerle keşideci, kanıtlamakla ödevlidir. Zaman bakımından uygulanması gereken 1086 sayılı mülga HUMK’nın 288 ve 290. maddeleri gereğince somut olayda kural olarak uyuşmazlık konusu bononun, teminat senedi olduğunu ve dolayısıyla bedelsiz kaldığını davacı keşidecinin yazılı delillerle kanıtlanması zorunludur. Davacı, yazılı delil başlangıcına dayanmadığı için HUMK’nın 292. maddesi, karşı tarafın açık onayı bulunmadığı için de, aynı Kanun’un 289. maddeleri hükümleri gereğince iddiasını kanıtlamak için tanık deliline dayanamaz. Bonolarda lehtar hanesinde davalının isminin yer alması davalının da O. A.’den alacağı karşılığında bonoyu aldığını beyan etmesi karşısında; TTK’nın 692/2. maddesi yollaması ile 592. maddesi uyarınca açık bono ihdası mümkün bulunmaktadır. Lehtar hanesi boş bırakılarak bono düzenlenebileceğinden, senedi alan kişi lehtar kısmına kendi adını yazabileceği gibi, lehtar hanesi açık olarak başka bir kişiye verip lehtar hanesinin onun tarafından doldurulmasına da imkan sağlayabilir. Bu şekilde bono düzenlenmesi TTK’nın 592. maddesine aykırılık oluşturmaz. Buna göre, uyuşmazlık konusu bonolardaki lehtar kısmının sonradan davalı tarafından doldurulmasının bononun kambiyo senedi olma vasfına halel getirmez.
Tüm bu nedenlerle, davacı, dava dışı O. A. ile eser sözleşmesi uyarınca senetleri adı geçen kişiye verdiğini iddia ettiğinden dava dışı Orhan Akgün’ün de davada yer alması zorunludur.
Mahkemece yapılacak iş; davacıya uygun süre verilerek dava dışı O. A. aleyhine dava açılmasını ve bu dava ile birleştirilmesini sağlamak ve bundan sonra eser sözleşmesinin üzerinde durularak iş bedeli hak edilip edilmediği, edilmiş ise; ne kadar iş bedeli hak edildiği hususu gerektiğinde 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişi yada bilirkişiler kurulu aracılığıyla yerinde keşif yapılmak suretiyle saptamak, davada yer alacak O. A. ile davacı ilişkisinin eser sözleşmesi hükümleri gereği, davalı ile ilişkisinin ise; TTK’nın 599. madde hükümleri gereğince değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Dava konusu senetlerin teminat senedi olduğu hususu kanıtlanamamasına rağmen bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.