Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5868 E. 2014/4816 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5868
KARAR NO : 2014/4816
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

Mahkemesi :İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :18.04.2013
Numarası :2012/695-2013/190

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat H. D. ile davalı vekili Avukat İ.Ö. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece, dava dilekçesindeki adres eksikliğini tamamlaması için davacı vekiline verilen (2) haftalık kesin süreye karşın eksikliğin tamamlanmaması gerekçesiyle HMK’nın 119/2. maddesi hükmünce davanın usulden reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Dava Dilekçesinin İçeriği” başlıklı 119. maddesinin 1. fıkrasına göre dava dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur.
a)Mahkemenin adı.
b)Davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri.
c)Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası.
ç)Varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ve davacı vekilinin adı, soyadı ve adresleri.
d)Davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değeri.
e)Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri.
f)İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği.
g)Dayanılan hukuki sebepler.
ğ)Açık bir şekilde talep sonucu.
h)Davacının, varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
HMK’nın 119. maddesinin 2. fıkrasına göre; birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği
tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır. HMK’nın 119. maddesinde yer alan hüküm dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar tek tek sayılmış olup, giderilmesi mümkün olan eksiklikler yönünden kesin süre içerisinde eksikliğin tamamlanmamasının yaptırımı davanın açılmamış sayılması olarak öngörülmüştür.
Anayasa’nın 141/son ve HMK’nın 30. maddesine göre davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. Medeni usul hukukunun amacı yargı önüne gelen dava ve taleplerin hukuka uygun bir biçimde karara bağlanmasını sağlamak olduğundan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğü giren 6100 sayılı HMK’da yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlamaya yönelik hükümler bulunmaktadır. Bu hükümlerin bir kısmı davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması amacına hizmet etmekte olup HMK’nın 119. maddesi de bu yönde bir yasa hükmüdür.
HMK’nın yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlamaya yönelik hükümlerinin medeni usul hukukunun sağlıklı ve adil bir yargılama yapılması ve hüküm kurulması amacına uygun olarak yorumlanması gerekir. Biçim, maddi hakka ulaşmaya yardımcı bir araç olmaktan çıkarılıp amaç haline getirilmemelidir. Aksi düşünce biçimin (şeklin) işin esasından (özünden) üstün tutulması sonucunu doğurur. Bu halde biçim, maddi hukukun tanıdığı hakkın elde edilmesinin önünde engel oluşturur.
Somut olayda, dava dilekçesi ekinde mahkemeye sunulan vekâletname, sözleşme, ihtarname, tespit bilirkişi raporu ve icra dosyasında davacının adresinin yer aldığı ayrıca davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde de davacının adresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Somut olayın özelliklerine göre dava dilekçesinde yer alan biçimsel eksikliğin herhangi bir özel çaba ve araştırma gerekmeksizin mahkemece tamamlanması mümkün olup, bu biçimsel eksikliğin tamamlanmamasına yönelik yasa kuralının uygulanmasına gerek bulunmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, davacı vekiline eksikliğin tamamlanması için kesin süre verilmesine yönelik ara kararı gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.