Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5862 E. 2014/3881 K. 05.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5862
KARAR NO : 2014/3881
KARAR TARİHİ : 05.06.2014

Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava eser sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davasında, dava dışı yüklenici … Yapı İnş.Taah. Ltd.Şti’nin davalıdan olan 70.000,00 TL alacağını temlik aldığını, ancak davalı tarafından kendisine ödeme yapılmadığını bu nedenle icra takibine geçtiğini, ancak takibe itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptâline karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı ile dava dışı temlik eden yüklenici şirket arasındaki sözleşmede devir yasağı bulunduğu davacının devralan sıfatı ile alacaklı sıfatına sahip olmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, ayrıca davacının yaptığı icra takibinde de haksız olduğu belirtilerek davalı yararına kötüniyet tazminatına ve 7.650,00 TL nispi vekâlet ücretine hükmedilmiştir.
Davanın reddine karar verilmesi halinde İİK’nın 67. maddesi uyarınca davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için takibin haksız ve kötüniyetli olması gerekmektedir. Somut olayda davacı temliknameye dayanarak dava açmış, mahkemece yargılama yapılmış, bilirkişilerin görüşleri de değerlendirilerek temlik yasağı nedeniyle davacının alacaklı sıfatına sahip olmadığı kabul edilmiştir. Bu durumda davacının haksız davranışı ve kötüniyetli olarak takibe geçtiğinin kabulü mümkün olamayacağından davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Diğer taraftan Mahkemece dava aktif husumet yokluğundan reddedilmesine rağmen vekâlet ücretinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesine göre maktu olarak belirlenmesi gerekirken nispi oranda vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Kararın bu nedenlerle bozulması gerekir. Ancak bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nın 438/VII. maddesi gereği düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca mahkeme kararının 1 nolu hüküm fıkrasında 2. satırda bulunan “Davalının (davacı aleyhine) icra inkâr tazminatı talebinin kabulü ile, davacının alacaklı sıfatını haiz olmaması nedeni ile yaptığı icra takibi haksız kabul edilerek takipte talep edilen asıl alacağın %40’ı olan 28.000,00 TL tutarında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkarılmasına, yerine “Davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, yine mahkeme kararının 3 nolu hüküm fıkrası 2. satırında bulunan “7.650,00” rakamının karardan çıkarılmasına yerine “1.200,00” rakamının yazılmasına kararın değiştirilmiş bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.