Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5855 E. 2014/4805 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5855
KARAR NO : 2014/4805
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

Mahkemesi :Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :13.06.2013
Numarası :2011/727-2013/333

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki asıl ve birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, yüklenici tarafından açılan asıl davada 63.553,08 TL cari hesap alacağından takip tarihinden sonra yapılan 20.000,00 TL ödeme mahsup edilerek kalan 43.553,08 TL alacağa yönelik itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili; birleşen davada ise 6 adet faturadan kaynaklanan toplam 18.013,41 TL asıl alacak, 355,74 TL işlemiş faiz ve 280,00 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 18.649,15 TL alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve %40’dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece asıl davada davanın kısmen kabulüne, 20.880,29 TL asıl alacak yönünden itirazın iptâli ile takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine, birleşen davada davanın kısmen kabulüne, 3.753,82 TL asıl alacak yönünden itirazın iptâli ile takibin devamına, hüküm altına alınan alacağın %40’ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş, karar, asıl ve birleşen dosya davalısı Birim Tekstil San.ve Tic.A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen dosyada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Mali müşavir tarafından düzenlenen 15.01.2011 tarihli rapora göre 23.07.2008 ilk takip tarihi itibariyle davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden 49.000,08 TL alacaklı olduğu, her iki tarafın ticari defterlerinin bu miktar alacak konusunda örtüştüğü anlaşılmaktadır. Davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine 28.07.2008 ile 11.08.2008 tarihleri arasında toplam 57.689,63 TL bedelli 5 adet iade faturası düzenlenmiş olup, uyuşmazlığın iade faturaları nedeniyle davalı iş sahibinin davacı yükleniciden alacaklı olup olmadığı,
alacaklı ise bu alacağın davacı yüklenicinin takip konusu yaptığı alacaktan mahsup edilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Bilirkişi kurulunca düzenlenen 30.04.2013 tarihli ikinci ek raporda tarafların itirazları da karşılanmak suretiyle konu ayrıntılı şekilde tartışılmış, 5 adet iade faturasından dolayı davalı yüklenicinin 51.190,94 TL alacağı yerinde görülerek bu miktar alacağın davacı alacağından mahsubu gerektiği, mahsup yapıldığında davacının asıl dava bakımından alacaklı değil aksine 51.190,94 TL – 49.000,08 TL = 2.190,86 TL borçlu olduğu bildirilmiştir. Bu rapor dosya kapsamına uygun olup hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli niteliktedir. Mahkemece bu raporun esas alınarak asıl davanın tümden reddi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle raporun aksine asıl davanın kısmen kabulü doğru olmamıştır.
3-İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için itirazında tamamen haksız olması gerekir. Alacak likid değilse, varlığı ve miktarı yargılama yapılmasını ve bilirkişiden rapor alınmasını gerektiriyor ise borçlunun itirazında haksızlığından söz edilemez. Düzenlenen iş bedeli faturalarından dolayı davacı yüklenicinin ne miktar alacaklı olduğu, yine iade edilmeyen ham kumaşlar ve ayıplı teslim edilen boyalı kumaşlar nedeniyle de davalının ne miktar karşı alacağının bulunduğu, düzenlenen reklamasyon faturalarının yerinde olup olmadığı bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden ve bilirkişi raporu ile sonuca ulaşıldığından alacağın likid olduğu ve borçlunun takibe itirazında haksız bulunduğu kabul edilemez. Bu nedenle asıl ve birleşen davada koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı istemlerinin reddi yerine kabulü de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle asıl ve birleşen dosyada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. ve 3. bentler uyarınca kararın temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.