Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5707 E. 2014/4275 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5707
KARAR NO : 2014/4275
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

Mahkemesi :Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :22.01.2013
Numarası :2009/1622-2013/32

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davada; davalıya çizilen tadilat projelerinin 17.500,00 TL tutarındaki bedelinin davalı tarafından ödenmediği ileri sürülerek tahsili istenmektedir. Mahkemece, Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/372 Esas ve 2011/307 Karar sayılı kesinleşen hükmünün taraflar arasında “kesin hüküm” teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin sayısı belirtilen kesinleşen hüküm ile eldeki davanın davalısı olan N.. F.. tarafından açılan davada, eldeki davanın davacısı olan şirkete imalât bedeli olarak fazladan ödenen 3.000,00 TL imalât bedeli ile denetim firmasına ödenmek üzere fazladan ödenen 433,09 TL alacağın tahsiline karar verilmiş ve bu 2011/307 sayılı karar, 13.02.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK’nın 237. maddesi hükmü gereğince, “olumsuz dava şartı olan” kesin hükümden söz edilebilmesi için her iki davada da dava sebebinde yani maddi olayda birlik ve taraflarının aynı olması ve ayrıca önceki dava sonucu verilen hükmün kesinleşmiş olması gerekir. N.. F.. tarafından açılan önceki davada şirket tarafından çizildiği ileri sürülen tadilat projelerinin bedellerinin mahsubu ile ilgili şirket vekilinin itirazı mahkemece incelenmemiş ve mahsup itirazına yönelik bir karar da verilmemiştir. Önceki davada bu davaya konu uyuşmazlık yönünden hak çatışması yaratılmamış; sadece o davayı açan davacının dava ettiği alacaklarının bulunup bulunmadığı hususu mahkemece hükme bağlanmıştır. Az yukarıda açıklanan kesin hükmün zorunlu unsurları değerlendirildiğinde; önceden kesinleşen hükmün eldeki dava için kesin hüküm olarak nitelendirilemeyeceği açıkça anlaşılmaktadır. Açıklanan bu yasal nedenle, davanın “kesin hükmün varlığı” hukuki sebebiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş; taraflarca sunulan tüm deliller değerlendirilerek, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve davacı tarafından çizdirilen tadilat projelerinin bedellerini davalıdan isteyebilme hakkının bulunup bulunmadığının belirlenmesi, varsa davacının hakedilen istenebilir iş bedelinin tutarının saptanması ve taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek varsa hakedilen ve istenebilen iş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinden ibaret olmalıdır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.