Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5592 E. 2014/4716 K. 04.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5592
KARAR NO : 2014/4716
KARAR TARİHİ : 04.07.2014

Mahkemesi :Konya 1. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :13.05.2013
Numarası :2005/569-2013/269

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı A. T. vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat H. H. A. ile davalı A.T. vekili Avukat R. Y. geldi. Davalı G. Tur. İnş. San. Ltd. Şti. vekili ve diğer davalılar gelmedi Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

İş sahibi tarafından açılan asıl ve birleşen 2006/107 Esas sayılı davada, işin ifası sırasında zarar gören çinilerin bedeli, yüklenici tarafından açılan ve birleşen 2005/373 Esas sayılı davada ise sözleşmenin feshi kararının iptâli istenmiş, mahkemece; asıl ve birleşen 2006/107 Esas sayılı davaların kabulüne, diğer birleşen 2005/373 Esas sayılı davanın ise reddine karar verilmiş, verilen bu karar davalılardan A.. T.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında “Konya-Meram Sahipata Hanigahı 2005 yılı onarım işine” ait 07.07.2005 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Davacı-birleşen dosya davalısı V.. M.. bu sözleşmenin iş sahibi, davalı-birleşen dosya davacısı G.T.İnşaat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. ise bu sözleşmenin yüklenicisidir. Kararı temyiz eden A.. T.. ise, sözleşmenin tarafı olmayıp yüklenici şirketi temsilen sözleşmeyi imzalayan kişidir.
Sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları da sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatlarında ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Bu anlatımlar ışığında somut olaya geldiğimizde; eser sözleşmesinin tarafları V.. M.. ile G. T.Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. olup, hükmü temyiz eden A.. T.. sözleşmenin tarafı değildir. Ayrıca, bu davalının mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 110. maddesi hükmü gereğince başkasının fiilini taahhüt etmesi de söz konusu değildir. Bu nedenlerle, asıl ve birleşen 2006/107 Esas sayılı davaların bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden A.. T.. yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacı-birleşen dosya davalısı V.. M..’nden alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı A.. T..’a verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 04.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.