Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5437 E. 2014/57 K. 07.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5437
KARAR NO : 2014/57
KARAR TARİHİ : 07.01.2014

Mahkemesi :Ankara 10. Sulh Hukuk Hakimliği
Tarihi :06.06.2013
Numarası :2009/257-2013/669

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Uyuşmazlık eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davacı-k.davalı yüklenici, davalı- k.davacı iş sahibidir.
Asıl davada sözleşme uyarınca 8.753,00 TL tutarında iş yapıldığı, 5.800,00 TL ödeme düşüldüğünde bakiye 2.953,00 TL alacak kaldığı iddia edilerek ve fazla haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL alacağın tahsili; karşı davada ise fazla haklar saklı tutularak eksik ve kusurlu işler bedeli, iade edilmeyen malzeme bedeli ve teslimde gecikme nedeniyle uğranılan zararlar karşılığı şimdilik 100,00 TL maddi ve 500,00 TL manevi tazminatın tahsili istenmiş, 23.02.2010 günlü ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemi 2.232,98 TL artırılarak 2.332,98 TL’ye çıkarılmış ve davadaki talep fazla ödemenin istirdadına dönüştürülmüştür.
Mahkemece 26.04.2010 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu esas alınarak asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, 2.087,98 TL maddi ve 500,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2- Karşı davada, yapılan işlerin ayıplı ve kalitesinin son derece kötü olması nedeniyle duyulan üzüntü nedeniyle 500,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalı yükleniciden tahsili istenmiş, mahkemece istem aynen kabul edilmiştir.
Manevi tazminat isteminin yasal dayanağını dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 98/II. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun’un 49. maddesi oluşturmaktadır. “Şahsi menfaatlerin haleldar olması” başlıklı 49. maddenin 1. bendinde aynen “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.” denilmektedir. Bu maddeye göre manevi tazminat talep edilebilmesi için kişinin şahsiyet (kişilik) hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmesi, manevi zarar doğması, manevi zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunması ve davalının sorumlu olmasını gerektiren bir kusurunun bulunması gerekir. BK’nın 49. maddesi kapsamında korunan değerler, şahıs
varlığı değerleri yani kişilik haklarıdır. Manevi zarar, kişinin şahıs varlığında (kişisel değerlerinde) uğradığı kayıpları ifade ettiğinden manevi tazminat ancak kişilik hakkı ihlal edildiğinde istenebilir. Malvarlığı değerleri 49. madde kapsamında korunan değerlerden olmadığından, malvarlığına dahil eşyaların zarar görmesi halinde manevi tazminat istenebileceğine dair yasal bir düzenleme de bulunmadığından sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle eserin ayıplı imali veya malvarlığına dahil eşyaların zarar görmesi gibi hallerde kural olarak manevi tazminat talep edilemez. Ancak eşya ile hak sahibi arasında parayla ölçülemeyen duygusal bağlılık bulunması gibi istisnai hallerde (örneğin eşyanın aileden gelen bir hatıra değeri taşıması vs.) eşyanın kişinin manevi kişilik değerleri arasında yer aldığı kabul edileceğinden manevi tazminat istenebilecektir.
Mahkemece, üzüntünün manevi tazminat gerektireceği kabul edilerek istem aynen kabul edilmiştir. Oysa her üzüntü manevi tazminat borcu doğurmaz. Üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması gerekir. Somut olayda üzüntü, kişilik hakkının ihlali sonucu değil, malvarlığı hakkının ihlali sonucu doğduğundan ve BK’nın 49. maddesinde sayılan manevi tazminat koşulları gerçekleşmediğinden davalı-k.davacının 500,00 TL’lik manevi tazminat isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacı-k.davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davacı-k.davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, 07.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.