Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5432 E. 2014/4143 K. 16.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5432
KARAR NO : 2014/4143
KARAR TARİHİ : 16.06.2014

Mahkemesi :Mardin 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :20.11.2012
Numarası :2011/377-2012/582

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve %40 icra inkâr tazminatı istemlerinden ibarettir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacı yüklenici, davalı idare ile aralarında 22.02.2008 tarihinde imzalanan sözleşme ile bir kısım sağlık ocağının onarım işini yapmayı üstlenmiş, bu iş uyarınca yaptığı işin bedelini dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada; mevcut bu davadan önce davacı tarafından dava dışı Mardin İl Özel İdaresi aleyhine aynı alacak istemiyle Mardin İcra Müdürlüğü’nün 2009/2763 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, borçlu idare tarafından verilen kısmi itiraz dilekçesinde alacaklı yüklenicinin 212.356,93 TL’lik alacağının kabul edildiği, daha sonra borçlu Mardin İl Özel İdaresi tarafından Mardin Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/248 Esas sayılı dosyasında yüklenici aleyhine menfi tespit davası açıldığı, bu mahkemece yapılan yargılama sonucunda İl Özel İdaresinin husumet ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği ve verilen bu kararın kesinleştiği anlaşılmış ise de; İl Özel İdaresi’nin taraflar arasında imzalanan sözleşmede yönetici ve organizatör olarak belirlendiği, bu nedenle İl Özel İdaresi’nin belirtmiş olduğu hakediş rakamının hüküm için aydınlatıcı olduğu, bu nedenle eldeki davanın kısmen kabulüne, icra takibine yapılan itirazın 212.356,93 TL asıl alacak ve bu asıl alacak için uygulanan işlemiş faiz yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından ek temyiz lahiyası ile birlikte sunulan 8 adet temlikname ile davacı yüklenicinin 23.02.2010 takip tarihinden önce takibe konu alacağın 230.200,00 TL’lik kısmını dava dışı üçüncü kişilere temlik ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 212.356,93 TL üzerinden itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmiş ise de hüküm altına alınan miktarın tamamının temlik tutarının kapsamı içinde bulunduğu görülmektedir. Temlik alan kişilerin temlikten vazgeçtiklerine dair dosyaya bir belge de sunulmamıştır. Açılan bir davada tarafların husumet ehliyetine sahip olup olmadıkları mahkemece re’sen gözetilmelidir. Alacağını temlik eden davacının bu aşamada davacı sıfatının bulunmadığı ortadadır. Bu nedenle mahkemece davacıya mehil verilerek temlik ettiği kişilerden davaya muvafakat alması sağlanmalı, muvafakat alamadığı takdirde davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.