Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/5355 E. 2014/4458 K. 25.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5355
KARAR NO : 2014/4458
KARAR TARİHİ : 25.06.2014

Mahkemesi :İzmir 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :08.05.2013
Numarası :2012/492-2013/218

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat A. T. geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, alt yapı tesislerinin deplase bedellerinden sorumlu olunmadığının, işe geç başlanmasından dolayı davacının kusurunun bulunmadığının tespiti ile işin tasfiyesi istemlerinden ibaret olup, mahkemenin; davacının ıslah talebini de dikkate alarak davanın kısmen kabulüne dair kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 02.12.2011 tarihli “K. İlçesi E. Cad. Y. Suyu Şebekesi İnşaatı İşine Ait Sözleşme”den kaynaklanmakta olup, davacı bu sözleşmenin yüklenicisi, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici 11.04.2012 günlü dava dilekçesinde; ihale dökümanları arasında bulunan kesin proje, mahal listesi, birim fiyat tarifleri ve birim fiyat teklif cetvellerinde gösterilmeyen alt yapı tesislerinin deplase bedelinden sorumlu olmadığının tespiti ile bu konudaki muarazanın giderilmesini, ihale konusu işe başlanamamasında kendisinin kusurlu olmadığının tespiti ile yine bu konudaki muarazanın giderilmesini ve ihale dökümanları arasında gösterilmeyen alt yapı tesislerinin ve deplase bedellerinin tespitiyle sözleşme bedelinin %20’sini aşması halinde işin tasfiyesine karar verilmesini istemiş; 28.06.2012 günlü ıslah dilekçesinde; idare tarafından sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle işin tasfiyesine ilişkin istemlerinin konusuz kaldığını belirtmiştir.
Dava ve ıslah tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde tespit davaları düzenlenmiştir. Sözü edilen maddenin birinci fıkrasında; tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, ikinci fıkrasında ise; tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiği belirtilmiştir. Aynı Yasa’nın 114/1-h maddesinde de; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği dava şartları arasında sayılmıştır. Bu husus olumlu bir dava şartı olup, varlığının mahkemece re’sen araştırılması gerekir. Hukuki yararın varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir (HGK 2013/22-56 Esas,2013/734 Karar). Şayet davacı, açacağı bir eda davasında iddia olarak yada aleyhine açılan bir davada savunma olarak ileri sürebileceği hususları tespit davasıyla ileri sürmüşse korunmaya değer güncel bir hukuki yararının varlığından bahsedilemez. Tespit davaları ise ancak, korunmaya değer güncel bir hukuki yararın bulunması yada eda davasının açılamayacağı hallerde açılabilir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının dava dilekçesindeki istemlerinden sadece işin tasfiyesine yönelik istemi eda davasına yönelik olup, diğer istemleri tespit davasına konudur. Davacı, eda istemine yönelik bu isteminin ise 28.06.2012 günlü ıslah dilekçesiyle konusuz kaldığını ileri sürmüş, diğer istemleri yönünden ise karar verilmesini istemiştir. Oysa, tespit davasına konu diğer istemler müstakilen açılmış olan bir tespit davasında dinlenemez. Çünkü, davacının açacağı bir eda davasında iddia edebileceği yada aleyhine açılan bir davada savunma olarak ileri sürülebilecek hususlardır. Bu sebeple, davacının eldeki bu davayı açmakta korunmaya değer hukuki bir yararı olmadığından davanın tümden reddine karar vermek gerekirken kısmen kabulü yolunda hüküm tesisi doğru olmamış, açıklanan gerekçeyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 25.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.