YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5005
KARAR NO : 2014/4283
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
Mahkemesi :Niğde 2. Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :13.05.2013
Numarası :2012/344-2013/334
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, eser sözleşmesine dayalı istirdat ve maddi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yanlar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Davacıya ait evin mutfak dolaplarının davalı yüklenici tarafından yapımı için sözlü olarak anlaştıkları konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı işsahibi, işin ayıplı yapıldığını, kabul edilmeyince mutfak dolaplarının davalı yüklenici tarafından evine zarar verilerek sökülüp götürüldüğünü belirterek, hem ödediği paranın hem de söküm sırasında eve verilen zararın tahsilini talep etmiştir. Davalı ise, dolabı davacının oğulları tarafından beğenilmediğinden söktüğünü, bunun başka yerde kullanılmasının mümkün olmaması nedeniyle zarara uğradığını ve 2.400,00 TL’yi almadığını savunmuştur. Mahkemece, paranın ödendiğinin yazılı delillerle ispatı gerektiğinden bahisle davacıdan yazılı delillerini sunması istenmiş, sunulmayınca da davacıya, davalıya yemin hakkı hatırlatılmış ve dava bu şekilde sonuçlandırılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200. maddesi uyarınca; bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.
Somut olayda davacı işsahibinin istirdat konusu yaptığı tutar 2.400,00 TL olup, HMK’nın 200. maddesi düzenlemesine göre senetle ispat yükümlülüğünün altında kalmaktadır. Yani davacı işsahibi yanlar arasında sözlü eser sözleşmesi gereğince davalı yükleniciye 2.400,00 TL ödediğini her türlü delille, dolayısıyla da tanıkla ispat edebilecektir. Yerel mahkemece dinlenen davacı tanıkları davacı işsahibi tarafından davalıya iş karşılığı 2.500,00 TL ödendiğini belirtmişlerdir. Ancak davacının belirttiği ödeme 2.400,00 TL olduğundan davacı işsahibi tarafından davalı yükleniciye sözlü anlaşma gereğince 2.400,00 TL’nin ödendiğinin ispatlandığı kabul edilmelidir. Yerel mahkemece davacıya davalı yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve davalı yüklenici tarafından sözkonusu paranın alınmadığına dair yemin edilmiş olması da taraflar açısından herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacaktır.
Mahkemece davacı işsahibinin dinlenen tanık beyanları doğrultusunda bedelin ödendiği ispatlandığından istirdat talebi yönünden davanın kabulü gerekirken, yanlış değerlendirme ve usul ve yasaya uygun olmayan şekilde yemin teklifi sonucu istirdat talebinin reddi doğru olmamış kararın davacı işsahibi yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.