Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4887 E. 2014/4187 K. 18.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4887
KARAR NO : 2014/4187
KARAR TARİHİ : 18.06.2014

Mahkemesi : Tefenni Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi : 10.04.2013
Numarası : 2011/116-2013/150

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle ödenen hakediş bedelinin istirdadı talebiyle açılan alacak davasıdır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.
Davacı iş sahibi vekili; müvekkiline ait 3 katlı evin sıva, mermer ve fayans işlerinin yapımı konusunda davalı ile anlaştıklarını ve iş bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, yüklenicinin yaptığı işlerin ayıplı olduğunu, davalı yükleniciden ödediği iş bedeli alacağını talep etmiş, davalı yüklenici vekili; müvekkili yüklenicinin işi yaptığını ve 6.500,00 TL aldığını, 4.400,00 TL daha alacağı bulunduğunu davacının kalan işleri yapmasını engellediğini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya ait evin yapımına ilişkin 14.04.2011 tarihli “İş Yapım Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında düzenlendiği çekişmesiz olan bu sözleşme, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Kural olarak yapılan işin miktar ve değerini ispat yükü yüklenicide, iş bedelinin ödendiğini ispat yükü ise iş sahibindedir. Bir başka deyişle yüklenici yaptığı işin tutarını, iş sahibi de iş bedelini ödediğini kanıtlamak zorundadır. Uyuşmazlık konusu sözleşmede iş bedeli 15.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu haliyle sözleşmenin mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 365. maddesi hükmünce götürü bedelli olduğu açıktır. Davada iş bedeli karşılığı ödenen bedelin iadesi istenildiğine göre yüklenicinin yaptığı imalât miktarının sözleşme hükümlerince hesaplanması gerekir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Götürü bedelli sözleşmelerde yüklenici alacağı, götürü bedelle, sözleşme gereğince yapılması gereken imalâta göre gerçekleşen imalâtın fiziki oranının uygulanması suretiyle bulunmalıdır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK’nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek uzman bilirkişi ya da bilirkişiler kurulu aracılığıyla gerektiğinde yerinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişiden mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınarak sözleşmedeki tüm imalâta göre davalı yüklenicinin yaptığı imalâtın fiziki oranını hesaplatmak, bu oran götürü bedele uygulanmak suretiyle yüklenici alacağını bulmak, bundan davacının usulen kanıtlayabildiği tüm ödemeleri mahsup ederek sonucuna uygun hüküm kurmaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile ve HMK’nın 266. maddesi hükmüne aykırı şekilde çözümü hukuk dışında, teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişi raporu alınmaksızın hükme varılması, usul ve yasaya aykırı olmuş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.