Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4831 E. 2014/6034 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4831
KARAR NO : 2014/6034
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

Mahkemesi :Araklı Asliye Hukuk Hakimliği
Tarihi :21.03.2013
Numarası :2007/121-2013/99

Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –

Davacı taşeron 29.03.2002 günlü dava dilekçesi ile 27.04.2001 günlü taşeron sözleşmesiyle üstlendiği iş nedeniyle davalı yüklenicinin 16 nolu hakediş bedelini işverenden aldıktan sonra kendisine hiçbir ödemede bulunmayarak 09.01.2002 tarihli ihtarla taşeron sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek KDV hariç 57.615,00 liranın davalıdan tahsilini istemiş, 14.10.2004 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 50.084,47 lira daha artırarak 107.699,47 liranın tahsilini talep etmiştir.
Davalı yüklenici cevap dilekçesinde, davacı taşeron edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiğini, fesihten sonra düzenlenen 16 nolu hakediş kapsamında davacı taşeron alacağının 13.067,38 lira olduğunu, bu miktardan taşeron adına ödenen 4.050,00 lira dozer kirası, 1.000,00 lira tapoğraf ücreti ve 1.500,00 lira SSK primi mahsup edildiğinde taşeronun bakiye 6.517,38 lira alacağı kaldığını, bu miktarı ödemeye hazır olduklarını bildirerek, fazlaya ilişkin davacı talebinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, Daire’mizin 17.01.2007 gün ve 2006/5201 Esas, 2007/136 Karar sayılı bozma ilâmına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece hükme esas alınan 18.04.2011 tarihli bilirkişi raporunda davacı taşeronun alacağı 42.937,81 TL olarak hesaplanmış, bu miktardan 6.020,00 TL nefaset kesintisi yapılmış, dosyada belgelerine rastlanmadığı gerekçesiyle 4.050,00 TL dozer kira bedeli, 1.000,00 TL tapoğraf ücreti ve 1.500,00 TL SSK prim borcu olmak üzere toplam 6.550,00 TL taşeron alacağından düşülmemiştir. Oysa Daire’mizin 17.01.2007 tarihli ilâmı ile bozulmasına karar verilen mahkemenin 02.12.2004 tarihli ilk kararında, davacı taşeronun alacağından dozer kira bedeli, tapoğraf ücreti ve SSK prim borcuna ilişkin toplam 6.550,00 TL mahsup edilmiş, karar davacı taşeron vekili tarafından temyiz edilmemiş, yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bu nedenle 6.550,00 TL’lik miktar yönünden davalı taraf yararına usulü kazanılmış hak meydana gelmiştir. Zira taraflardan yalnız birinin hükmü
temyiz etmiş olması halinde Yargıtay’ın verdiği bozma kararına uyan mahkemece, artık temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm verilemez. Bir başka deyişle, hüküm taraflardan yalnız birinin temyizi üzerine bozulduğu için, mahkeme artık temyiz edenin bozulan hükme oranla daha aleyhine bir hüküm verememektedir. Bir davada mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka usule ilişkin kazanılmış hak (usulü müktesap hak) denir. Usule ilişkin kazanılmış hak kurumu, Usul Yasası’nın dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile de ilgilidir. Bozma ilâmından sonra mahkemece 6.550,00 TL’nin davacı taşeron alacağından mahsup edilmemesi davalı yararına doğan kazanılmış hakkı zedeler niteliktedir.
O halde, mahkemece davalı yararına oluşan usulü kazanılmış hak gözetilerek, davacı taşeronun alacağı olarak belirlenen 36.937,81 TL’den 6.550,00 TL’nin mahsup edilerek bulunan 30.387,81 TL’nin hüküm altına alınması gerekirken, davalı yararına kazanılmış hak ihlâl edilerek 36.937,81 TL’nin hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.