Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4829 E. 2014/4029 K. 11.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4829
KARAR NO : 2014/4029
KARAR TARİHİ : 11.06.2014

Mahkemesi :Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :15.04.2013
Numarası :2005/482-2013/180

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat C. P. ile davalı vekili Avukat N.Ö.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte davalının temin edip verdiği kağıt-hammaddeyi davacı yüklenicinin işleyip yarı mamul hale getirerek davalı iş sahibine teslim etmek konusunda taraflar arasında akdi ilişki kurulduğu sabittir. Mahkemenin kabulü ve bilirkişi raporları ile tarafların defter kayıtlarına göre davacı yüklenicinin bu cari hesap ilişkisi sebebiyle hakettiği toplam alacak miktarı 735.467,39 TL’dir.
Davalı davacıya teslim edilip de işlenip iade edilmeyen hammadde bulunduğunu savunmuş ise de; davacı davalının kendilerinden böyle bir alacağı bulunmadığı ve bu davada ileri sürülemeyeceğini iddia ederek karşı çıkmıştır. Davacı davalının bu savunmasına teslim edilen hammaddenin iddia edilen miktarda olmadığını belirterek karşı çıktığına göre genel ispat kuralları uyarınca davacıya verdiği toplam teslim edilen ve iade edilmeyen hammadde miktarını yasal delillerle davalı kanıtlamak zorundadır. Davalının davacıya verdiği hammadde miktarını gösteren taraflar arasında düzenlenen teslim tutanağı bulunmamaktadır. Davacı vekili 24.12.2010 tarihli beyan dilekçesinde dava dışı K. A.Ş. tarafından sevk edildiği iddia edilen hammaddelerden sevk irsaliyelerinde şirket personeli H. N. imzası olanların teslim alındığını kabul etmiş, diğer sevk irsaliyelerindeki hammaddeler şirket personeline teslim edilmediğinden kabul etmemiştir. 02.05.2012, 04.06.2012 ve 31.12.2012 tarihli beyan dilekçelerinde de şirket çalışanlarının imzasını taşımayan belge ve kağıtlardaki malların teslim edilmediğini savunmuştur. Davacının 24.12.2010 havale tarihli dilekçesinde teslim edildiğini kabul ettiği H. N. imzalı sevk irsaliyeleri 9 adet olup bunlarla teslim edilen kağıt hammadde miktarı 158.410 kg’dır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı Kozoğlu A.Ş.’nin davacıya teslim ettiği kağıt miktarı 720.916 kg olarak hesaplanmış ise de; H. N. imzasını taşıyanlar dışındaki tüm sevk irsaliyelerinde malların nakliyeciye teslim şerhi ve nakliyecinin imzası mevcut olup teslim alan davacı şirket yetkilisi ya da personelinin imzası bulunmamaktadır. Bu halde davacı teslim edilen hammadde kağıtların tamamını işleyerek davalı iş sahibine iade ettiğini beyan ettiğine göre davalı davacıya işlenip iade edilen ve fire dışında teslim edilip iade edilmeyen hammadde-kağıt bulunduğunu kanıtlayamamıştır.
Öte yandan taraflar arasındaki ilişki sebebiyle ve davacı yükleniciye keşidecisi dava dışı Sebahatttin Gümrükçü olan 10 adet 450.000,00 TL’lik İş Bankası çekinin borca mahsuben davalı iş sahibince 21.06.2004 tarihli çek giriş bodrosu ile verildiği ve davacı kayıtlarına intikal ettiği sabittir. Bu çeklerden 03.04.2005, 07.04.2005, 03.05.2005, 07.05.2005 keşide tarihli her biri 50.000,00 er TL’lik 200.000,00 TL’lik çeklerin ödendiği davacının da kabulündedir. Uyuşmazlık 03.01.2005 ve 07.01.2005 keşide tarihli 25.000,00 er TL ve 03.02.2005 07.02.2005, 03.03.2005 ve 07.03.2005 keşide tarihli 50.000,00 er TL’lik toplam 6 adet İş Bankası müşteri çekinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Bu 6 adet çek 14.10.2004 tarihinde müşteri çeki işlem bodrosu ile davalı şirket çalışanına teslim edilmiştir. Davalı ihtilaf konusu İş Bankasına ait 6 adet çekin de bedelinin ödendiğini ve bu sebeple iade edildiğini savunmuştur. Çeklerin kendisine ciro eden önceki ciranta ya da keşideciye iade edilmiş olması çek bedellerinin ödenerek iade edildiğine karine teşkil eder. (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 621, 818 sayılı Borçlar Kanunu 87 ve 88. maddesinin 3. cümlesi Yargıtay 13. HD.’nin 14.02.1989 gün Esas 595, Karar 873, 19. HD.’nin 07.02.2005 gün 2004/4202 Esas, 2005/826 Karar sayılı ilâmları). Bu karinenin aksini yani çeklerin ödeme yapılmaksızın iade edildiğini alacaklı yasal delillerle kanıtlamak zorundadır. Davacı tarafça bu karinenin aksini ispatlayacak delil sunulmamış ve ispatlanamamıştır.
Bu durumda mahkemece davacı yüklenici alacağından, işlenip tekrar davalıya iade edilenler dışında yüklenici uhdesinde hammadde-kağıt kaldığı kanıtlanamadığından iade edilmediği hesaplanan hammade bedeli düşülmeksizin, aksi ispatlanamayan yasal karine sebebiyle ödendiği kabul edilen az yukarıda keşide tarih ve meblağları belirtilen 6 adet İş Bankası çekleri bedeli 250.000,00 TL’nin de kanıtlanan diğer ödemelere ilave edilerek davanın sonuçlandırılması, alacağın varlığı ile miktarı yargılama sonucu alınan bilirkişi raporlarıyla saptandığı ve alacak likit olmadığı gibi davalı itirazında tamamen haksız da olmadığından koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.