Yargıtay Kararı 15. Hukuk Dairesi 2013/4697 E. 2014/4293 K. 20.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4697
KARAR NO : 2014/4293
KARAR TARİHİ : 20.06.2014

Mahkemesi :İstanbul 36. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :28.03.2013
Numarası :2011/190-2013/56

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat M. K. geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, cari hesaptan kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağıyla, %10 nakti teminat kesintisi alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın ıslahla arttırılan miktarda dikkate alınarak kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Hükme esas alınan 11.07.2012 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda davacı taşeronun hakedişten alacağı 18.944.962,63 TL hesaplanmış, bundan 2005 yılından 2010 yılı dahil ödemeler 18.457.724,97 TL olduğu belirtilerek düşülmesi sonucu cari hesaptan kalan alacak 487.237,96 TL hesaplanmıştır. Raporda davalının verdiği çeklerde karşılıksız olanların toplamının 534.000,00 TL olduğu belirtilerek hakedilen imalât bedeli alacağına ilave edilmiş ise de bu çeklerin sayı, keşide, tarih ve miktarları ile hangi bankaya ait oldukları ayrıntılı olarak gösterilmediği gibi bunların az yukarıda belirtilen 18.457.724,97 TL ödeme miktarına dahil olup olmadığı da açıklanmamıştır. Söz konusu çeklerin hesaplanan ödemeye dahil edilmemiş olması halinde verilip de ödenmeyen çek bedellerinin hak edilen imalât bedeline ilave edilmesi doğru olmayacaktır. Bunun yanında davalı yüklenici tarafından sözleşmeye göre davacı taşeronun yükümlülüğünde olduğu halde ödenmemesi sebebiyle davacının taşeronlarına asıl iş sahiplerince ödeme yapılarak bunların kendi hakedişinden kesildiği ve asıl iş sahibinin kendi hakedişinden kestiği stopajların da taşerona yansıtılması gerektiğini ileri sürerek bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de; itirazları karşılayacak şekilde ek rapor alınmaksızın ve karar gerekçesinde itirazlar karşılanmaksızın dava sonuçlandırılmıştır.
Öte yandan yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 32.3 maddesinde tamamlanmış ancak kesin hesabı idare tarafından onaylanmamış iş kalemlerine ait miktarların %90’ının hakedişe dahil edileceği ve kesin hesaplar onaylanmadıkça bu iş kalemlerine ait miktarın tamamının ödenmeyeceği kararlaştırılmıştır. Taraflar arasındaki akdî ilişki sona ermesine rağmen, %10 teminat kesintisi niteliğindeki bu paranın iadesi koşulu olarak kabul edilen asıl iş sahibince kesin hesapların onaylanması gerektiği hususu araştırılıp, dikkate alınmamıştır.
Bu durumda mahkemece öncelikle dava dışı asıl iş sahibinden, davalı ile yaptığı sözleşme gereği geçici hesapların onaylanıp onaylanmadığı ile davacı taşeronun ödemediği davacı taşeron ve işçilerine ait ücretlerin asıl iş sahibi tarafından ödenip davalı yüklenicinin hakedişinden kesilip kesilmediği sorulup, buna ilişkin belgeler de getirtildikten sonra hükme esas raporu veren bilirkişi kurulundan, davalı yüklenici vekilinin az yukarıda belirtilen itirazlarını da karşılayacak biçimde ve davalı tarafından davacıya verilen ve 534.000,00 TL olduğu belirtilen ödenmeyen çeklerin ait olduğu banka, keşide tarih, meblağları belirtilerek ve bunların 2005 yılından 2010 yılına kadar (2010 dahil) hesaplanan ödemeler içerisinde olup olmadığı hususlarında denetime elverişli ve gerekçeli ek rapor alınıp, değerlendirmek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın kabulü doğru olmamıştır.
Davada, talep edilen 10.000,00 TL’lik kesilip ödenmeyen %10’luk bedelle ilgili faiz talebinde bulunulmamıştır. Islah dilekçesinde de sadece cari hesaptan kaynaklanıp talep edilen miktar arttırılmış ve dava dilekçesinde istenmeyen ticari faiz de talep edilmiştir. Bu halde teminat kesintisi ile ilgili faiz talebi bulunmadığı halde 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak talep aşılmak suretiyle yasal faiziyle birlikte tahsil kararı verilmesi de kabul şekline göre usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kararın belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 20.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.